Azad,
“Boşa beni, ölmemi istemiyorsan bırak gideyim.”
Elif’in, daha kendine geldiğine sevinemeden, neşter gibi keskin sözleri ile dehşet içinde kaldım.
“Hayır! Ölmeyeceksin.”
Onu hastaneye ulaştırana kadar yaşadığım kaybetme korkusu tekrar hortlarken yanlış duymuş olmak için gözlerine baktım ama beni gözden tamamen çıkarmış gibi konuştu.
“O zaman gitmeme izin ver çünkü ben bu şekilde yaşamaya devam edemem.”
Ölüm gibi soğuk çıkan sesi ve uzak bakışları ile ilk kez onu gerçekten kaybettiğimi hissediyordum.
Ona yaşattığım tüm şeyler film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken bunu çoktan hak ettiğimi düşünüp hızla serum bağladıkları elini yakaladım.
“Özür dilerim. Söz veriyorum bir daha seni incitmeyeceğim.”
Avucumun içinden kurtarmak için zorladığı ufak elini sıkıca tutup üzerine dudaklarımı bastırd……
Waiting for the first comment……
Please log in to leave a comment.