Azad,
Kafayı sıyırmama ramak kalmıştı. Beş parasız, kimliksiz, ayağında ayakkabısı bile yokken nereye giderdi bu kız!
Aklıma yengemin bir işler çevirmiş olacağı geldiğinde saatin erkenliğini umursamadan telefonumu çıkardım. Titremek nedir bilmeyen cerrah ellerim öfke ve korkudan tir tir titrerken aramaya dokunmakta bile zorlanıyordum.
Nihayet aramayı başlatabildiğimde kabıma sığamadığım için koridorda voltalar atmaya başladım.
Kaç defa çaldığını sayamadığım ama bana bir sene gibi uzun gelen süreden sonra nihayet abimin uykulu sesi duyuldu.
“Azad ne oldu?”
Karımı kaçırıp bir de ne oldu diye sormazdı her halde. Kesin yengemin parmağı vardı. Zaten Elif’i benden ayırmak için uğraşıp duruyordu.
“Elif yok.”
Boğazım öfkeden düğümlenirken telefondan kumaş hışırtıları geldi. Belli ki abim ayağa fırlamıştı.……
Waiting for the first comment……
Please log in to leave a comment.