Azad,
Cansu, özür dileme işini saçma sapan bir yirmi üç nisan müsameresine çevirdiğinde özür dilemesini isteyip isteyeceğime pişman oldum.
Elif’in, kenarda duran aynadaki yansımasından gözlerimi alamadığım yüzü allak bullak olmuştu. Cansu’nun yanında doğrudan gözlerine bakacak cesaretimse zaten yoktu.
Fırat’ın ölümünden sonra geçen şu kısa sürede, aklımda ve kalbimde çok fazla yer etmişti ve işi insan yüzü olan karımdan bunu saklamak güneşi çuvala koymak gibi bir şeydi. Bu yüzden onun yanında Elif’e gözlerimi bile değdirmemem lazımdı.
Odadan çıkacağımız vakit son bir cesaretle geriye bakıp doğrudan gözleri ile karşılaştığımda yüzünü bu hale getiren tek derdinin, Cansu’nun tavrı olmadığını anladım.
Bakışlarından bana da öfkeli olduğu anlaşılıyordu.
Oysa dün gece ona içimi açmıştım.
Hafızasından, n……
Waiting for the first comment……
Please log in to leave a comment.