Arel Şafak, dört yıl önce yakalandığı kanser ve çevresindeki insanların tavırları nedeniyle içine kapanmış, içine kapanıklığı ile sessizliği yüzünden 'Suskun' lakabını almış bir lise öğrencisidir. Annesi o doğarken ölmüş, babası nedenini bilmediği bir şekilde onu terk etmiştir. Tutunduğu tek dal ağabeyi iken hayatına giren yeni insanlar ile her şey değişir. Etrafında var olan aşkı, arkadaşlığı, sırları ve içindeki güçlü kadını keşfettiğinde; artık bazı şeyler eskisi gibi olmayacaktır. Hiçbir şey onun bildiği ve inandığı gibi değildir. Ne yapması gerektiğini durmaksızın kendine sorar ve başına gelen olay zincirinin bir halkası olmaktan kurtulamaz. Peki Arel neyi seçecektir? Tüm kuşkularına rağmen bildiklerini mi? Yoksa bildiği ve sevdiği her şeyi geride bırakıp öğreneceklerini mi? ☀? Ve zaman sessizliği yuttu. Her ses çığlık çığlığaydı. Bir anne çığlık çığlığa doğurdu. Bir bebek çığlık çığlığa doğdu. Zaman durmadı, akrep kaderi soktu. Eli ve kalbi bomboş büyüdüm ben. Elim ve kalbim yaralı büyüdüm. Aşk yolumu kesti, bileklerimi ve kalbimi kestiği gibi. Ben Suskun'dum. Aşk sessizliğimi parçaladı. İçinde yaşadığım yalanı parçaladı. Bir masal yazıldı, bir kader alın yazıma tükürüldü. Bir hayat önüme kusuldu. Masalın sonu yoktu, yalanların sonu olmadığı gibi. Sustum, sükunetim paramparça edildi. Dizlerim üzerinde bağırdım yaşama karşı. Beni yaralayan şeye karşı bağırdım. Boğazım yırtıldı, aşk yırtıldı, güven yırtıldı ve bir kanser nüksetti. Bağırdım. "Susma."
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.