Aşık olduğu adamdan bir bebeği olacaktı. İkisinin canıydı. Sevdiği, aşık olduğu adamın onu istemeyeceğini biliyordu. Nitekim istememişti de ... İkisini de hayatından kovmuştu. Maddi destekte bulunmuştu. Para? Onun istediği kesinlikle bu değildi. Onun tek istediği bebeğini dünyaya getirmekti. Bebeğinin babasının yanında büyümesini isterdi, ama olmuyordu işte. Sadece 22 yaşındaydı, Selma. Güneş, 30 olmuştu artık. Herkesten, her şeyden hatta kendisinden bile önce kızını düşünmeyi, kural bilmişti yıllardır. Kendi çocuğunu bile istememişti bu uğurda. Kızı annesizliği yaşıyordu, istemediği bebeği ise babasızlığı tadıyordu. Aşk onlar için ön planda olacak bir şey değildi. Önce çocukları... Selma'nın kalbi yaşadıklarına rağmen her zaman bebeğinin babasındaydı. Kendisine söylediği onca şeye, bebeklerini istememesine rağmen. Kapak konusunda yardımcı olan arkadaşıma çok teşekkür ediyorum tekrar :)))
Acımasız bir sevdaya düştü, kalp. Akıl o an öldü ve geriye kalan yıkık dökük bir kadın oldu. Kendi kimsesizken emanetine sahip çıkmaya çalışırken hiç olmayacak birine düşürdü yangını. Yanlış kadın oldu! Her şeyiyle yanlış oldu bu hayatta! Derin gözlerini açtığında başkasını gördü, kalbini açtığında başkasını... Aklını kullanmaya kalktığındaysa hayat tüm darbelerini ani refleksle ona savurdu. O bir tek Mehmet'in Derin'i olmak istedi, sadece birkaç ay için bile olsa! O emaneti kendisine bırakana ihanet etmekten gocunmadı. O şeytanın kızı olmaya razı oldu! Yakarken yandı da! Bir eve girip o evi cehenneme çevirdi, farkında bile olmadan!
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.