*Cinsellik, şiddet, küfür içerir. Bir adama aşık oldum. Bu aşk beni alıp karanlık rüzgarlarla savurdu. Acılarla dolu denizde yüzdürdü. Tüm benliğimi yavaş yavaş yok etti. Onu severken karanlık dünyasından habersizdim ama öğrenince de bırakıp gidemeyecek kadar bataklığına batmıştım.Yaşadığım mutluluklar da ondandı, çektiğim acılarda. Ve ben o acılardan kurtulabilmek için ne ondan vazgeçebildim, ne de kendimden.
"Yeter!" diye çığlık attım. "Evet, ben senin adamlara para karşılığında satmak istediğin kızınım. Ben senin doğuştan fahişe olan kızınım. Ben senin iki yaşında terk edip gittiğin kızınım. Ben senin hayatını mahvettiğin kızınım. Tamam mı? Lanet olsun ki ben senin kızınım ve bu gerçeği değiştiremiyorum." Ben bir fahişeden dünyaya gelen gayrimeşru bir kızdım. Ben annemin de söylediği gibi doğuştan fahişeydim. Sadece buydum daha fazlası değil.
Serkan ve Öykü karşılıklı evlerde doğup büyümüş, birbirinden nefret eden komşu çocuklarıdır. İkisi de annelerinin evlilik baskılarından bunalmış bir haldedirler. Aynı gün biri sevdiği adam tarafından aldatıldığını öğrenmiş diğeri elinde yüzük evlenmek istediği kadın tarafından terk edilmiştir. Her yönden birbirine zıt bu iki insanın sadece acıları aynıdır bir de durmadan konuşan anneleri. Sonunda annelerinden kaçabilmek için sahte bir evlilik yapmaya karar verirler. Aynı evin içinde durmadan kavga edip dururlarken kalpleri bu anlaşmaya ne kadar sadık kalacaktır?
Efsanevi dövüş sanatları ustası Arınç Şeker'in efsane kızı Ahsen Şeker! Ailesini kaybettiği yangının kaza değil cinayet olduğunu öğrendiği an intikamlarını almaya yemin etmişti. Baş düşmanı Hamit Kılıçhan'a ulaşabilmek için ilk adımı atıp oğlunun yanında özel koruması olarak işe başladı. İntikam ve aşk birbiriyle kördüğüm olurken kimin galip geleceğini yapılacak seçimler belirleyecekti!
*Cinsellik, şiddet, küfür içerir.* Bir kadın iki adam... Ela'nın istediği tek şey hayatına yeni bir sayfa açıp mutlu olmaktı ama kendisini mafya dünyasında cehennemi yaşarken buldu. Birbirine düşman iki mafya arasında tutsaklık yaşarken istediği tek şey özgürlüğüne kavuşmaktı. Düşmanının düşmanı gerçekten dost olacak mıydı, yoksa daha fazla yıkım mı getirecekti?
Sahip olduğu küçük büfeyle geçimini sağlayan kendi dünyasında sessizce yaşayan biriydi Fırat ta ki o fırtınalı geceye kadar. Sadece yardım edebilmek için büfesine davet etmişti tanımadığı o yabancıyı. Nereden bilebilirdi ki onun ünlü bir oyuncu olduğunu ve o fırtınalı geceden sonra hayatının tamamen değişeceğini. Sevmişti hem de çok sevmişti. Karşılıksız kalmamıştı bu sevgisi Hayal’i ne onun parasız oluşuna aldırış etmişti ne de kendisinin zengin oluşuna. Tüm gözler artık onların üzerindeydi, gazetelerde, dergilerde haklarında durmadan haberler yayınlanıyordu ama bunlar onları durdurmadı ve sevgilerini doyasıya yaşadılar. Mutlu sona ulaşmak üzereydiler ama bilmiyordu Fırat acılarının en büyüğünü yaşayacağını. Düğün gecesi karıştıkları trafik kazası Hayal’ini ondan ayırmıştı ve geriye sadece anıları kalmıştı. Peki, şimdi ne yapacaktı? Kaybolduğu o anılardan geriye nasıl dönecekti?
Bir uçurumun kenarında aynı anda, farklı yerlerde, iki yaşamla, tek nefesle... Biz biriz, biz ayrıyız, biz iki farklı yaşama sıkışmış tek vücuduz. Hangimiz gerçeğiz, hangimiz değiliz? Her şeyi bitirecek tek bir adım gerekli! Adımı atmak kolay, zor olan o adımı kimin atacağı. Sen mi? Ben mi? İkimiz de biriz ama aynı zamanda farklıyız. Fazla düşünmeye gerek yok. Ben senim, sen ise bensin. Biri gittiğinde diğeri de gidecek ya da gitmeyecek... Dedim ya; önemli olan gerçek olanı bulmak. Hadi bir karar verelim. Tek bir hayat yaşadık fakat iki hayata tanıklık ettik. Hangisini yaşamak isteriz, hangisini istemeyiz? Önemli olan gerçeklik mi? Yoksa kalpten gelenler mi? Karşılıklı iki uçurum, ikisinin de ucunda birer nefes ve atan tek bir kalp. Gerçek kim? Hayal kim? Tik tak vuran saniyeler hangisi için son bulacak?
Bu hayatta yalnızsan tek başına kal. Ölmek istiyorsan sessizce son nefesini ver ama sakın o hastaneye gitme! Hayata yeniden gözlerini açtığında kendini bilmediğin bir dünyada bulsaydın ne yapardın? Acımasız bir Koruyucu'nun yönetiminde, acımasız bir halka senden sökülüp alınan kişiliğin ve köleleştirilmiş bir zihninle hizmet etmek zorunda kalsaydın bir kaçış yolu bulabilir miydin? Özgürlüğün için savaşmaya hazır ol!
Nimbars yakışıklılığıyla olduğu kadar duruma göre renk değiştiren kanatlarının güzelliğiyle de fazlasıyla dikkat çekmektedir ve imeyrus kızlarının gözdesidir. Henüz yirmi beş yaşında iken yeteneği ile dikkat çekmiş ve genç yaşta göreve atanan ilk imeyrus olmuştur. Duyguları kontrol etmek onun için çok kolay ve eğlencelidir. Görevlendirildiği zengin bir işadamı olan Mr. David'e aldırdığı yanlış kararlar ile iflas etmesine sebep olmuştur ve buna dayanamayan Mr. David intihar etmiştir. Bunun üzerine Nimbars'a yeni bir görev verilmiştir. Dünyada bulunan, Türkiye adlı ülkede yaşayan, yirmi üç yaşında, arkeoloji öğrencisi olan Güneş! Hayata daima olumlu yönleriyle bakan, yüzünden gülücükleri asla solmayan Güneş! Nimbars, işinin kolay olduğunu düşünsede gerçekler çok farklıdır. Güneş, Kalkus ırkının yönlendirmeleri olmadan da mutlu olabilen bir genç kızdır. İnsanlarla birebir iletişime geçmeleri yasak olsa da Nimbars ve Güneş arasında yaşananlar farklı bir boyuta taşınacaktır. Tarifsiz acılar çekilecek ve kurallar baştan yazılacaktır.
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.