bc

ÇIKMAZ SOKAK

book_age16+
15
FOLLOW
1K
READ
city
like
intro-logo
Blurb

Küçüklüğünden beri sadece görevler için eğitilmiş ve tek gayesi devlet için çalışmak olan Azra Tekin ve babasının ardında bıraktığı pis işlerle boğuşan bir adam... Yiğit Beyoğlu. Hem her şeye sahip bir adam hem de hiçbir şeyi olmayan bir adam... Elinde sıkıca tuttuğu birkaç şeyi almak için uğraşan bir kadın. Kaya gibi güçlü görünen bir adamın yıkılmaz duvarlarını aşarak devirecek kişi çelimsiz gibi görünen ufak tefek bir kızdı ama bilmiyorlardı kadının zekası dağları bile aşacak güçteydi...

Bazı şeylerin yitmesini, yok oluşunu izlemek Azra'ya zevk veriyordu. Melek yüzlü bir şeytanla karşı karşıya olduğunun farkında olmadan çıkmaz bir sokağa giriyordu Yiğit. Artık cehenneme çok yakındı...

chap-preview
Free preview
Başlıksız Bölüm
Önemli görevler için her zaman hazır olmak gerekti. Kendimi bildim bileli her daim bir görevin parçası olup ulaşmak istediğimiz şeylere ulaşırdık. Asla sonu gelmeyen bir döngüydü bu. İçerideki ve dışarıdaki pislikleri temizlemek istiyorsak devamlı çalışmamız gerekti ve asla düşmana hamle şansı vermemek. "Azra bu kez daha zorlu olacak." "Benim için hiçbir görev zorlu değildir unuttunuz sanırım başkanım." Kafa salladı. "İçlerinde 7/24 yaşayacaksın. Diğerleri gibi kısa süreli de olmayacak." "Farkındayım." "Bu bilgiler çok önemli Azra. Bunları alamazsak daha önceki başarılarımızın hiçbirinin önemi kalmaz." Hepsinin farkındaydım ama hepsi teferruattı. Ben istersem yapardım, başarmak için eğitilmedim mi zaten? "Merak etmeyin sizi asla hayal kırıklığına uğratmam." Gülümsedi. "Eminim. Sana çok güveniyorum." Diğerlerine döndü. "Ekip işi bu. Her şey planladığımız gibi olacak." "Başkanım peki kardeşinin yanına doktor olarak Azra'yı seçeceğine nasıl bu kadar eminiz?" "Emin olmak zorundayız Serdar ihtimaller üzerine mi iş yapıyoruz? Sizler ihtimalleri devre dışı bırakmak için yok musunuz?" "Özür dilerim başkanım. Haklısınız." Yeniden bana döndü. "Acele etmeye lüzum yok Azra. Dediğim gibi bu görev çok önemli. O bilgileri tertemiz almamız gerekecek. O yüzden en doğru hamleyi yapmanız şart." Kafa salladım. Adamın beni alması için en doğru şeyleri yapmam gerekiyordu. "Anladım. Elimden gelenin daha fazlasını en iyi şekilde yapacağıma emin olabilirsiniz. Daha önceki görevlerden nasıl temiz çıktıysak bundan da çıkacağız." O sıra Deren atıldı. "Başkanım peki adam hakkında bilgi var mı elimizde?" Kafa salladı o sıra elindeki altı adet aynı renk dosyaları sırayla önümüze bıraktı. Hepimiz ilk sayfaları açtık. Adamın resmi ve bilgilerinin sıralı olduğu sayfa o sırada zaten önümüzde olan bilgileri projeksiyona yansıttı. Esmer bir adam, kirli sakalları olan keskin yüz hatlarına sahip sıradan bir tip işte. "Yiğit Beyoğlu. Beyoğlu çikolatacısının tek patronu. Babadan kalan çikolata dükkân zincirlerini işleten ve çikolata şefi olan adam. 26 yaşında. Yurtdışından babasının ölümüyle döndü. 1.5 yıl evvel yurtdışında yaşıyordu. Paris'te çikolata şefiydi. Babasının ölümü ile yalnız kalan annesi ve akli dengesini kaydeden, tedavilere mahkûm olan kardeşi ile birlikte yaşıyor." "Başkanım sıradan bir adam gibi görünüyor neden yanına sızıyoruz." Başkanın gözünde biraz öfke kırıntısı sezdim. "Sana hiçbir şey öğretememişim Yusuf." "Nasıl?" "Unuttun mu katiller bile en beklenmedikler olur. Pasif, içine kapanık ve asla bunu yapmaz dediğimiz kişilerin içinde dev bir psikopat vardır. Sıradan bir adam olsa masamızın konusu olur muydu?" Derin bir sessizlik büründü. Haklıydı buna verilecek bir cevap yoktu. "Sıradan gözüken adamın babası sırlar ile gitti. Kalp krizi diye üstü kapatılan ölümünün ardında neler var öğreneceğiz? Oğlu neler biliyor, elinde hangi bilgiler var hepsini bileceğiz." Bana döndü. "Adam kardeşine çok düşkün bir yılda beş doktor değiştirdi. Evde bakım istiyor artık neyden, kimlerden korkuyor bilmiyoruz ama asla kardeşini dışarı çıkartmıyor. Evde bir oda içinde hastane düzeni var olası her riske karşı müdahale edilecek tek yer orası." "Neden hiçbir doktoru beğenmemiş?" "Dedim ya çok titiz hiçbir yanlışa tahammülü olmayan bir adam. Evindeki hizmetli bile büyük sınavlardan güven testlerden geçerek alınmış. Bu sınavı geçeceğini biliyorum Azra." Ekrana başka resim yansıttı o an. "Zeynep Beyoğlu. 18 yaşında. Evin küçük kızı 1.5 senedir akli dengesi yerinde olmadığı ve çeşitli sağlık sorunları yaşadığı için bir nevi ev hapsinde. Aile üyeleri üzerine titriyor. Bizlerin tahmini kızın görmemesi gereken bir şeyi gördüğü ya da bildiği. Belki de hiç deli değil sadece konuşmasından korkuyorlar." Ve anneleri olduğu açıkça tahmin edilir olan üçüncü resim yansıdı. "Birsen Beyoğlu. Çocuklarına çok düşkün. Kocasının sahip olduğu bilgilerin ne kadarına hakim onu öğrenmek sizin işiniz. Dört bir yandan saracağız bu aileyi. Bir çıkmaza sokup köşeye sıkıştıkları an elimize alacağız o hazine değerindeki bilgileri." Her şeyi iyi bilmemiz gerekti. Ayrıntıları gözden kaçırmak demek tökezlemekti. Tökezlersek kesinlikle düşerdik ve düştüğümüzde her şeyi mahvetmiş oluruz. "Azra senin adına başvuru yapıldı bugün 17:00'da evde görüşme olacak. Evin içine kimseyi almıyorlar bahçede görüşeceksin. İyice gözlemle. Dinleme cihazı ya da kamera olmayacak yanında ilk seferden göze batmamak gerek. Unutma mesleğini seven ama bir türlü dileği şekilde çalışamamış ve çok para kazanmak isteyen bir doktorsun." "Peki." "İki uzmanlığının olması burada devreye girecek. Delirmiş bir kardeşi iyi edecek terapiye sahip bir psikiyatrist; ona heran müdahale edecek yaralarını onaracak bilgi ve beceriye sahip genel cerrahi." Gülümsedim. "Başkanım içim öyle rahat ki tereddüdüm bile yok tereyağından kıl çeker gibi halledeceğim bu işi. O eve sızacağım ve lazım olan bütün bilgileri alacağım." Kafa salladı. "Dosya içindeki kalan bilgileri okuyun. Azra mülakata geç kalmaz. Kalanların görevleri Azra eve yerleştikten sonra kademeli olarak verilecek, ilk işimiz eve sızmak." Yusuf, Serdar ve Volkan hemen çıktılar her toplantı sonrası üç erkek çıkar ve kendi aralarında kritik yapardı. Deren yanıma geldi kıkırdadı. "Adam çok yakışıklı." Gözlerimi devirdim. Konumuz bu muydu gerçekten? Ondan çok daha yakışıklı adamlarla iş yaptık halbuki. "Başkan duyarsa Deren yakışıklıyı görürsün." "NE var canım ben fikir beyan ettim." Pınar'a döndü bu kez. "Yine en ballı operasyon Azra'ya düştü." "Derencim burada bir doktora ihtiyaç var. Şuanlık. İlerleyen zamanlarda bence tahmin ediyorum ki bir hemşireye daha gerek duyulacak ve devreye sen gireceksin diye tahmin ediyorum." Pınar atıldı. "Sence ben bu operasyonun bir parçası olacak mıyım?" "Senin parçası olmadığın bir operasyon düşünemiyorum. İş insanı birisin ımm sanırım çikolata üreten bir adamın pazarlama, reklam ve birçok içeriğe ihtiyacı olur. Oklar seni gösteriyor." Deren o sıra toplantı odasındaki makineden kupalara kahveleri doldurdu. Erkekler kendi kritiklerini yaparken biz kendi kritiklerimizi yapıyorduk. "Serdar, Yusuf ve Volkan onlar?" Pınar atıldı bu kez. "Serdar bence iz sürecek kişi. Polis kimliği ile onun direkt olarak Yiğit ve ailesi ile iletişim kurması imkansız. Zekası ve dedektif kişiliği ile Sherlock Holmes Beyefendi bize çok yardımcı olacak." "Hackerımız Yusuf eve sızan Azra'ya verdiği komutlar ile bilgisayara ve diğer yazılım içeren cihazlara ulaşacak. Böylelikle daha kontrol altına alınacak her şey." Deren kıkırdadı. "Volkan'ı merak ettim." Volkan... Volkan dışarıda kalabilirdi ya da eve sızmak için başkan ona farklı bir görev "Bir eğitimci olarak Volkan'a tam olarak nasıl bir görev verilir emin olamadım." "Başkan ilk kez bu kadar direktif verdi. Bu operasyon çok önemli olmalı." "Her operasyon önemli." Kahvemden birkaç yudum alıp odadan çıktım. Mülakata hazırlanmam gerekti. Elimdeki dosyayı ezberleyecek noktaya gelmiştim. Eve geçip mülakata uygun bir şeyler giydim ve yola koyuldum. Evin önünde gözle görülür bir kalabalık vardı. Ne o bütün doktorlar buraya mı görüşmeye gelmişti? Evin kapısı önündeydik. Çıkanlar buz gibi bir surat ifadesi ile karşılıyordu bizi. Derin bir nefes aldım o sıra. "Azra Tekin." Derin bir nefes aldım kocaman bir gülümseme ile bahçeye girdim. Kocaman bir bahçe yüksek ihtimal arka kısmı bir koruydu. Etraf yem yeşil ağaç ve rengarenk çiçekler ile çevrilmişti. Yasemin kokuları burnuma dolmuştu. Sağ tarafımda limon ağacı vardı. Bahçede havuzun kenarında duran masanın bana bakan kısmına sandalyesine bacak bacak üstüne atmış gayet rahat ve emin şekilde duran adama baktım. Biraz daha yaklaştım ama kafasını kaldırıp bakmadı. "Merhaba." Kafasını kaldırdı. "Merhaba." Elimi uzattım. "Ben Azra." İfadesizce bana bakarken havada kalan elimi tutmak gibi bir niyeti yoktu. Peki öyle olsun. "Önümdeki dosyada tüm bilgileriniz var. Oturabilirsiniz." Şaşırdım sonra yüzüme sanki üzülmüşüm gibi bir ifade yerleştirdim. Karşısına oturduğumda ikimizde suskunduk. "Eee pek vasfın yok sanırım anlatmayacak mısın?" "Önünüzdeki dosyada her şey zaten yazıyormuş ya. Lüzum var mı?" "Ukalalık yapmayın." Dosyayı masaya bıraktı. Bana doğru biraz eğildi. "Azra Tekin. 27 yaşında iki uzmanlık yapmışsın. Yurtdışında eğitim programlarının çoğunda yer almış ve en ünlü doktorlar ile ameliyata girmişsin. Neden bir evde bakıcı doktorluk?" "Kurumsal hayatı sevmiyorum, sömürgeciliği. Üç kuruş fazla para veriyorlar diye doktorları kölesi sanan zihniyete hizmet vermek istemedin. Takdir edersiniz ki sağlıkçıya şiddet kadına şiddetle yarışır duruma geldi. Bunlar pek tercih edeceğim şeyler değil." "Bunca başarıyı göz ardı ederim diyorsun?" "Ben hala ünlü uzman doktorlar ile bir araya geliyorum ve çalışmalarım oluyor. Ayrıca tıp okuduysanız eğitim asla bitmez her zaman güncel kalmalısınız. Yayınlanmış 2 makalem var ve üzerine çalıştığım bir makalem daha ben sadece kurumsalı tercih etmiyorum. Daha rahat şartlar ve daha iyi bir para... Adres sizi gösteriyor Yiğit Bey." Cevap vermedi. "En büyük zayıflığın nedir Azra?" "Efendim?" "Zayıf noktan nedir?" "Kim insanlara zayıf noktasını söyler ki? Adı üzerinde zayıf noktam ileride kimsenin onu benim üzerinde kullanmasını tercih etmeyeceğim için bunu paylaşmam." Kafa salladı. Gülümser gibi bir mimik büründü. Hoşuna gitmişti. "Senden önceki dört kişi bir güzel anlattı zayıf noktalarını." Gülümsedim. "Mesela siz söyler miydiniz zayıf noktanızı? Hiç tanımadığınız birisine öylece açar mıydınız?" "Ben değil sen mülakattasın. Devam edelim." "Neden seni seçelim?" "Ben en iyisiyim Yiğit Bey. Üstelik kardeşiniz içinde en iyisi ben olacağıma emin olabilirsiniz. Başvuruda kardeşinizin psikolojik olarak da biraz sıkıntı çektiğini ve insanlarla iletişimden kaçtığını yazmışsınız." Kafa salladı. "Ben aradığınız velinimetim. Hem genel cerrahi hem psikiyatrist uzmanlığım var. Ayrıca çok insan canlısı ve sevecenimdir." Birden bam başka soruya geçti. "Yatılı olacak ailenden kimse gelemez, arkadaş gelemez. Sadece bir gün iznin olur. Akşam 7ye kadar ki benim evde olduğum saaate denk geliyor evde olmak zorundasın. Çok önemli işlerin var ise ben geldikten sonra müsaade edersem halledebilirsin." "Ailem yok. Önemli işlere gelince hafta bir gün olan iznimde tanıdığım bazı hocalarım ameliyatlarına eşlik etmeme müsaade eder oraya giderim. Arkadaşlarımla evde görüşmem." "Ailen neden yok?" "Mülakat özel hayat içermiyor diye tahmin ediyorum ama merakta kalmayın diye size jest yapacağım. Çok küçükken kaybettim. Yetimhanede büyüm. Bu kadarı yeterlidir sanırım?" Kafa salladı. "Başarılı ama eksik olan bir şey var bilemiyorum. Teşekkürler Azra." Ayağa kalktım. Eksik hiçbir şey yoktu. Benden gayet etkilendi beğendi. Kardeşi için en iyisi olduğumu ilk seferde anladı ama hemen atlamak istemiyordu. "Peki ben kendimden ve eğitimimden eminim. Sizi tatmin edemediysem üzüldüm. Umarım sizin ve kardeşiniz için en doğru kararı verirsiniz." "Teşekkür ederim." Tam arkamı döndüm gidecekken geri döndüm. Gülümsedim. "Bu arada kantaron iyi gelir." Anlamadı yüzüme baktı ne diyorsun der gibi. Yüzünü işaret ettim. "Cildinizde biraz döküntü ve tahriş var. Kantaron yağı onarır besler papix ile uygulamanız gerekiyor fazlası cildi daha kötü hale getirir." Şaşkın şaşkın yüzüme bakarken devam ettim. "Bol su içmeyi ihmal etmeyin. Cilt kuruluğunun en büyük nedeni. Ayrıca su içmek vücuttaki her organ için gerekli. İyi günler."  Arkamı dönmüş giderken arkamda şaşkın bir adam bıraktım. Bu işe beni alacaktı ya öyle ya böyle ama ben girecektim bu işe. Kendimden emin ve işi almışım garantisi ile ayrıldım oradan.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Her Triplet Alphas

read
7.0M
bc

The Heartless Alpha

read
1.5M
bc

My Professor Is My Alpha Mate

read
474.5K
bc

The Guardian Wolf and her Alpha Mate

read
521.1K
bc

The Perfect Luna

read
4.1M
bc

The Billionaire CEO's Runaway Wife

read
613.6K
bc

Their Bullied and Broken Mate

read
473.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook