bc

HAYAT

book_age16+
100
FOLLOW
1.2K
READ
heir/heiress
like
intro-logo
Blurb

Biz planlar yaparken hayat bize gülümsermiş. Herkesin sevilmeye ve merhamete ihtiyacı olur bu hayatta. Namus kavramının sadece kadına yüklendiği bu dünyada kendi hayatını nasıl yoluna sokacaktı kadın? Herkesin fahişe dediği bir kadına kim sahip çıkmak isterdi ki? Mutlu olmak için kırılan kalbini kenara bırakıp doğru adamı ve aşkı seçebilecek miydi? Yoksa herkesin dediği gibi o bir fahişe olarak mı kalacaktı? İnsanlara namusun kadınlara özgü olmadığını anlatabilir miydi kadın? Ahlaksızlık yapan onca erkek varken günah keçisinin kadınlar olmasının sorumluluğundan kurulmak mümkün müydü? Oysa bilmiyorlardı. Namuslu kadın, ahlaklı kadın, evlenilecek kadın ve fazlası hiçbiri bir cinsiyet değil, insanlık kavramıydı. Herkes yaptığı seçimlerin sonucunu yaşardı onlarda seçtiklerinin bedelini yaşamaya mahkum iki kişiydi. Bazen kimseyi sığdıramazsın dünyana onlar birbirlerinin dünyasına sığabilecekler mi bunu zaman gösterecekti...

chap-preview
Free preview
HAYAT 1.BÖLÜM
Babamın öfke dolu bağrışını duymazdan gelmem mümkün değildi. Yine o magazinde çıkan haberlere köpürmüş ve benim asla adam olmayacağımı söylediği seslenişini gerçekleştiriyordu. Haftalık rutin olarak hep yapardı bunu "Sen ne işe yaramaz haysiyetsiz bir adamsın. Kazık kadar oldun ulan hala bir baltaya sap olamadın" Koskaca adamdım benimle böyle konuşması ağrıma gidiyordu. Bırak beni işte sana benzemek zorunda değilim. Oğlunum diye beni yönetemezsin kabul et bunu. "Baba ayıp olmuyor mu?" Öfke ile bana asım atıp "Yüksel şu oğlunu al karşımdan elimden bir kaza çıkacak" "Annecim oğlum hadi sen odana git." 28 yaşındaydım kavga edilince odama gönderilecek yaşı çoktan geçmiştim. Kaldı ki bu evde yaşamıyordum da artık. Bana neden 5 yaşında yaramazlık yapan erkek çocuğu muamelesi yapılıyor şuan da? "Ben kendi evime gideyim sabah görüşürüz anne." Babam umurunda olmaz tavırla "Sen adam olana kadar gelme bu eve sana bundan sonra yağmurlu havada su yok." Hep aynı tantana kafa sallayarak arkamı döndüm ve çıktım evden. Kalabalıktan ve sesten uzak kendi evime doğru giderken yolda Yavuz'u aradım. "Emir ne oldu lan beni aradığına göre kesin bir şey Oldu" "Babamla tartıştık bana geçiyorum gelsene kafa dağıtırız." Telefonun diğer ucunda dalga geçer kahkahasını atarken. Bu tavrı çok hoşuma gitmemişti. "Fatih Amca yine seni evlatlıktan reddetti yani?" "Lan dallama ne dalga geçiyorsun gel işte hadi canımı sıktı zaten." "Gelemem oğlum." Ne demek gelemezdi beni delirtmek istiyordu herhalde. Dost bu günler içindir derler bizimkisi karabatak gibi ortada olmuyor. Öfkeyle yüksek bir tonla: "Neden?" "Funda gelecek birazdan gelemem şimdi abi burnumdan getirir." Aman ha nasıl hanımcı nasıl bir hanım köylülük bu biraz adam ol be biraz höst de ama nerede bizim Yavuz Funda'nın gölgeyi görse hazır ola geçer. Delirtiyor bu adam beni hele o şam şeytanı sevgilisi. "İyi lan hanımcı" "Oğlum ne alakası var kıza söz verdim kaç gündür ilgilenmiyorum." "İyi ulan kapat." "Dur lan dur ama sana kıyak geçebilirim. Kafanı dağıtacak bir şey yaparım." "Funda'yı da alıp gelecek mısın yoksa aman ha ben almayım" Kahkahası kulaklarıma dolarken "Yok lan sana çok güzel bir çıtır göndereceğim. Seversin sen kafan dağılır gecen güzelleşir" "Escort mu göndereceksin ulan? Sen nereden tanıyorsun eskortu Funda duyarsa ciğerini ağzından çıkarır oğlum senin." "Lan benim işim yok vallahi Mert sayesinde geçen ortamda gördüm. Söyleyeceğim ona göndersin sana birini." "Saçmalama lan istemem öyle leş gibi onun bunun altından gelenleri" "Sen bana güven. Hadi güzel bir gece olsun kardeşim." Telefonu kapadı ben evime doğru giderken Yavuz'a küfür saydırdım delirdi iyice bir escortum eksik gibi sanki. Babam yeterince delirmemiş gibi. Eve gidince kendime bir viski koydum telefondan bir şeyler izlemeye koyulmuşken kapı çaldı yerimden kalkıp hızlıca kapıyı açmaya gittiğimde karşımda sarışın çiti pıtı harika fizikli bir kız gördüm. Nereden çıktı bu diye düşünürken "Amma uzak yerde oturuyormuşsun taksi ile geldim halleder misin?" Anlamamış gibi suratına bakarken hafif gülümsedi. "Doğru mu geldim ben? Emir değil misin sen?" Kafa salladım benim, bendim kafama sonradan Yavuz''un gönderdiği escort kız olduğu geldi. Baya güzeldi bu kıza puan verecek olsan on üzerinden 8.5 verirdim renkli gözlerinin hayrına dokuz bile olurdu. "İçeri almayacaksan döneceğim geri taksi bekliyor." Cebimden çıkardığım parayı taksi şoförüne götürdüm verdim sonra birlikte içeri girdik. Şöyle hızlıca etrafa baktıktan sonra bana baktı "Selam" Gülümsedim. "Selam" Üzerine giydiği tek parça siyah elbisesi topuklu ayakkabıları ve topladığı saçları ile hoş bir görüntüsü vardı. Koltuğa geçip oturdu. "Su içebilir miyim?" Kafa salladım mutfaktan su getirip uzattım "Teşekkür ederim" Yanına oturdum daha önce escort ile birlikte olmamıştım garipti ne yapmam gerekiyordu. Nasıl işliyordu bu tarz şeyler. Parasını sonra mı verecektim? Ulan şu yaşıma kadar yattığım hatunların sayısını unuttum şimdi donup kaldım böyle. Daha önce parasını verip yapmamıştım hiç. Zaten nedne böyle bir boka girdiysem bugün dışarı çıksam eve gelmek için can atacak bir sürü kız vardı. Bu da ayrı bir adrenalin ama şuan içimde garip şeyler oluyor mesela. Uzun zaman sonra heyecanlandım. "Aç mısın?" Bu sorum üzerine garip garip baktı suratıma "Eyvallah aç değilim." Eyvallah ne ya şu tipe şu çıtırlığa eyvallah yakıştı mı şimdi? O bana ben ona bakıyordum ulan ben utangaç biri değilim ama böyle pat diye birden kızla sevişmeye başlamak da tuhaf. “Şarap içmek ister misin veya başka bir şey?” “Alkol pek sevmem.” Bana doğru yanaştı gülümsedi. Elime dokundu hım girişken kız severim atak hatunu. "İlk seferin mi?" "Ne anlamda?" Kıkırdadı. Alaycı bir tavırdı bu. "Ya işte ilk birliktelik mi?" Bu kez ben kahkaha attım benim gibi bir adam 28 yaşına gelmiş bunu hakaret kabul ederdim. Tipime dikkatli bakmadı galiba. Kolumu uzatıp o küçük bedenini kendime çektim "İlk seferinin üzerinde 10 yıl kadar geçiyor aslında." Gülümsedi yüzüme dokundu eğildi minik bir öpücük kondurdu. "Ama bir escort ile ilk." Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ustalıkla bir öpücük kondurdu. "Güzel zaman geçirtelim o halde." Eliyle pantalonumun önünü avuçladı ve dudaklarıma kapandı öpüşüne aynı hız ve ateşle karşılık verirken gömleğimin düğmelerini tek tek açıp boynuma öpücük kondurdu. Bende onun üzerindeki tek parça elbiseden kurtulunca karşımda siyah dantelli iç çamaşırları ile kaldı. Eğildim tekrar öperken tahminimin aksine temiz çok güzel koku doldu burnuma. Kır bahçesi gibi kokuyordu. İç çamaşırları çıkıp tamamen çıplak kaldığında hızlıca altıma aldım onu ellerimi iki bacağının arasına götürdüğümde hissettiğim ıslaklık ile gülümsedim onu tatmin etmeye çalışırken parmağımı ustalıkla hareket ettirirken gözlerini kapadı dudaklarına minik bir ısırık atıp inlemeye başladığında bende daha fazla tahrik oldum dudaklarına kapanıp bacak arasındaki yerini aldığımda ikimizde inledik. Vücudunun her zerresine öpücük kondururken kır çiçeği gibi kokan kokusunu da çektim içime. Gel gitlerim hızlandıkça kapattığı gözleri ile inlemeye devam ederken aldığı zevkten gözlerini kapatmış tırnaklarını farkında olmadan kollarıma geçiriyordu. Önce onun gelmesini bekledim o tamamen hazzın doruğunu yaşadığı anda ben geldim. Gözlerini açtığında gülümsedim. Dudağına bir öpücük daha bırakıp yanına yattım. Hafifçe doğruldu bir şey söylemiyordu. Ne söylemesi gerekirdi ki zaten? Kendini rahat hissetsin diye. "Duşu önce sen kullanabilirsin." Dedim Şaşırmış gibi bir ifade ile bana bakarken sadece kafa salladı. "Duş nerede?" "Bu katta da var sağda koridorun sonu." O ayaklanıp giderken bende odamdaki duşa girdim. İlk kez bir eskort ile birlikte olmama göre iyiydi kız güzeldi ve temizdi içine boşalmıştım ama bu benim sorunum değildi sanırım ya eminim ki kendi korunma yöntemleri vardır. Olmasa ne olacaktı hamile kalıp bu bebeğimiz diye karşıma çıkacak hali yoktu. Böyle güzel bir kızı bir mekanda görsem asla eskort demezdim. Eskort gibi değildi aman canım banane ne gibiyse gibiydi. Duştan çıkıp üzerimi giyinip aşağı indiğimde kızda çıkmış toparlanıyordu ben buna ne kadar verecektim şimdi? Ulan sorsam ayıp olur muydu? Ne soracağım kaç para mı diyeceğim kıza? Ulan Yavuz başıma açtığın derde bak. Kız bana bakarken cebimden çıkardığım 3.000 tlyi uzatınca kız garip garip baktı aha az para verdim ulan aklından kim bilir neler geçiyor pinti falan diyordur bir fahişenin ne düşündüğünü neden önemsiyorsam hakkımdaki düşüncesi neyse neydi. 500 Tlyi geri uzattı. "Fazla bu?" "Fazla mı?" Kafa salladı 3.000 tl için mıydı her şey? Tüm bu olay döngüsünü bu kadar komik bir rakam için mi yapıyordu. Parayı almadım. "Yok kalsın" "Oğlum dilenci değilim fahişeyim bu fazla diyorsam fazla al şunu." Masanın üzerine bıraktı parayı. Sinirlenmişti biraz zorlasam bana yedirirdi parayı bu manyak. Başımda bir deli eskortun bela olmadığı kalmıştı. Yavuz'un aklına uyarsam olacağı buydu. “Kahve ister misin?” Bana tuhaf bakışları devam ederken içinden cık cıklar gibi yaptı. “Kurabiye de var mı?” Ne kurabiyesi anlamamıştım. Aç değilim demişti ama acıktı mı yoksa? “Bilmem mutfağa bakayım yoksa sipariş veririm.” Kahkaha attı. Baya böyle karşımda katıla katıla gülüyordu. "Taksi çağırır mısın?" “Eee kahve?” “Buraya misafirliğe gelmiş gibi bir halim mi var? Taksi lütfen.” "Ben bırakırım" Güldü gülerken "'Te Allahım cinsi de beni bulur"dedi "Gerek yok taksi ile geçerim" "Bırakacağım." Bırakma işe oğlum hatun istemiyor. Hayır birde benimle dalga geçiyor ne var şurada birer kahve içip biraz sohbet etsek. Babam canımı sıkmış moralim bozuk derdimi anlatacak kimse yoktu. Eskort bile snei dinlemiyor Emir bey. Üzerini toparlayıp beni beklediğini belli eden bir hareketle durunca bende toparlandım. Dış kapıdan aynı anda çıkarken öne geçip hızlıca emniyet kemerini taktı "Ne tarafa?" "Kadıköye at beni." Kafa salladım. Kızla az önce seviştim evimde duş aldı şimdi onu geri bırakmaya gidiyoruz ama adını bilmiyordum ikimizde sessizdik altta radyodan gelen hafif müzik sesi vardı sadece. Kafasını koltuğa yaslamış derin derin bakışlar ile dışarıyı seyrediyordu. Yüzüne gecenin buğusu düşmüştü sanki. "Adın ne?" Bana çevirdi bakışlarını. Hafif gülümsedi. "Asu" Asu... Hım güzel isim. Kısa ve öz. "Anlamı ne?" "Hırçın, inatçı, afacan kişi demek." Gülümsedim. "Öyle misin?" "Öyle olduğum için bu adı koydular zaten." "Kim ailen mi? Kahkaha atmaya başladı. Kahkahasının arkasında dolan gözleri vardı ama onu saklamak adına daha gür kahkahalar atmaya devam etti. "Yok oğlum sende ne ailesi. Beni Pazarlayanlar işte. Pezevenkim olan kişi." "Gerçek adın bu değil o zaman?" Dalgacı kahkahası devam ederken "Daha önce senin gibisi denk gelmedim ne cinssin sen be? Gerçek adım değil tabiki" Gözümü yoldan ayırıp ona baktığım sıra o bana bakmıyordu. "Gerçek adın ne?" "Amma çene yaptın sende he ne yapacaksın oğlum gerçek adımı?" "Hiç merak ettim" Beni umursamaz bir tavırla "Sağda dur ineceğim şurada" Dur dediği yer caddenin ortasıydı burada ne demeye inecekti ki? Çok tekin olmazdı bu saatlerde burası. "Evine kadar bırakabilirim geç oldu." Tekrar bir kahkaha bastı devamlı bana dalgacı kahkahalar atıyordu bu kız. Ortada bu kadar gülünecek bir şey görmüyordum ben. Varsa söylesin beraber gülelim. Ayrıca kahkahaları hiç gerçekçi değildi. İçinde bastırmak istediği duyguların yansımasıydı bu kahkahaları bence. "Ya amma cinssin ha güldürdün beni ne evi ya sıcacık yatağıma geçip derin bir uyku çekeceğim sanıyorsun herhalde?" "Vallahi seni anlamak biraz zor, evet ne yapacaksın?" "Dur artık" Durdurunca bana baktı gülümsedi. "Daha çok çalışmam gerek haydi sana iyi geceler yakışıklı" Göz kırpıp indi arabadan bana diyor ama asıl kendisi cins. Ne tuhaf bir kızdı bu böyle gözden uzaklaşana kadar arkasından baktım şimdi de başka bir adamın koynuna girecekti belki de başka adamın altında inleyecekti zor değil miydi? Zordan daha çok tiksinçti. Tanımadığı onlarca adama ait olmak kim isterdi ki? Yeniden evime doğru dönerken aklımda kalan tek şey güzel bir sevişme olduğuydu tahminimden daha güzel ve temiz olması joker gibiydi. Yavuz işini biliyordu acaba oda yatmış mıdır bu kızla? Yok canım Funda'nın korkusuna yapamaz öyle şeyler. Eve gidip biraz içip müziğin ritmine bıraktım kendimi işe yaramıştı babamı ve tehditlerini unutmuştum kafam dağılmıştı. Gözlerimi kapatıp babamı ve söylediklerini düşünmeden bir uykuya daldım. Gözlerimi hiddetle çalan kapının sesi ile açtım. Zar zor yataktan kalkıp aşağı indiğimde kapıyı açtığımda Yavuz karşımdaydı gülen suratı ile içeriye girdi. "Ne o lan uzun geceydi herhalde hatun burada mı yoksa?" "Yok oğlum ne hatunu gitti gece bıraktım yani" "Nereye bıraktın, sen mi bıraktın?" "Kadıköye gitti ben bıraktım o saatte ne yapsaydım?" Kahkaha attı "Oğlum fahişe lan bunlar yarasa gibiler yani gece kuşları bunlar sanane çağır taksiyi gitsin" "Lan tamam tatava yapma. Ne oldu sabah sabah karga bokunu yemeden ne demeye geldin?" "Canın sıkkındı ya oğlum Funda gider gitmez dostuna koştum" Güldüm. "İt herif hatundan sonra anca dostun geliyor aklına" "Öyle deme lan bak dün ne güzel bir şey gönderdim sana nasıl beğendin mi?" Gözlerimi devirdim "Sıradan bir hatun işte Yavuz onun gibi onlarcası var üstelik escort" "Eh taman işte bende onu soruyorum sana nikah kıymalık mı demedik herhalde?" İkimiz kahkaha attık bu kez. "Sen tanıyor musun kızı daha önce birlikte oldun mu?" "Kardeşim ben canıma susamadım işim olmaz hiçbiri ile ben nişanlımı seviyorum abi" "Ya bilmez miyim hanım köylü" Ben mutfağa geçip ikimiz için kahve ve atıştırmalık bir şeyler hazırlarken içeriden "Temiz çalışmıyorsun bu ne oğlum?" Kafamı uzattım koltuğun üzerinde oturmuş bana doğru gösterdiği küpeyi sallıyordu "Delilleri her daim temizlemen gerek." Yanına gittim küpeyi çektim aldım. "Benim sevgilim mi var lan sanane." Çiçekli beyaz bir küpe onun muydu? Ondan başka kız gelmedi ki tabiki onundu neyse bir daha nerede göreceğim zaten diyerek cebine attım çöpe atardım nasılsa. Kahveleri yapıp atıştırmalıkları getirdim "Fatih Amca haberlere delirdi değil mi?" Kafa salladım iki kızla aynı anda barda sarmaş dolaş resimlerin çıkması hoşuna gitmedi delirdi haliyle. Ne var yani kimseyi zorlamadım, kırmadım dökmedim. Eğlendim alt tarafı "Unutur iki güne" Tam bunu söylememin ardından annemin adı belirdi telefonda, resmen tesadüfün böylesi baban yumuşadı hadi gel diyecekti kesin, açtım "Annelerin sultanı." "Yakışıklı oğlum benim nasılsın paşam" "İyi anne Yavuz ile kahvaltı yapıyoruz." "Afiyet olsun kuzum Yavuz'a da selam söyle işin bitince eve bir gel olur mu oğlum baban bekliyor. Acil" "Tamam sultanım." Telefonu kapadım babam bir saat nasihat kayar az azarlar yollardı yine. Katlanmak gerekecekti mecburen. "Hadi lan kalkalım babam ile konuşacağım bekletmeyelim reisi" Evden çıktık Yavuz kendi arabası ile şirkete geçerken ben babamla konuşmak üzere eve geçtin gittiğimde ikisi de bahçedeydi kahve içiyordular karşılarına geçtim babam sessiz konuşmuyor alttan alma ayağına kedi gibi "Baba haklısın ben hatalı davrandım. Dikkatli olacağım" Kafa salladı "Olacaksın ya mecburen olacaksın artık" "Seni kızdırmak istemedim baba tamam bundan sonra tekrarı olmaz. Hata ettim. Üzmeyelim birbirimizi" Annem sessiz hiç konuşmuyor üzgün gibi babamın bana böyle davranmasına dayanamıyor oda. Arada kaldı sultanım hep. Babam bir anda "Evli bir adam olacaksın artık bu pişkinliklere vaktin kalmayacak." Ne dedi o evli mi dedi bana dedi ben ve evlilik şaka yapıyor herhalde. Kahkaha attım babamın öfkeli bakışı ile yarıda kalan kahkaha ile sus pus öylece baktım "Şaka mı?" "Hamit Amcanın kızı Sude ile evleneceksin" Gözlerim büyüdü o oyuncak bebek gibi olan donuk kız mı? "O kızla asla evlenmem bu ne baba kaçıncı yüzyıl bu evleneceğim kadını sen seçecek değilsin" "Ulan şerefsiz sende evlenecek kız seçecek karakter mi var kızların birini tutup diğerini bırakıyorsun bitti artık bitti" "Kusura bakma baba kuklan yok senin evlenmem ben o kızla ya da başkası ile." "Evlenmezsen beş kuruş göremezsin sende parayı unut. Adam olacaksın adam; adam olana kadar da sana zırnık yok" Ayaklandım. Yok canım daha neler. Konuşurken gözlerinden ateş çıkıyordu resmen. "Beni böyle mi yola getireceksin çok beklersin" Babamda ayaklanıp üstüme yürürken annem girdi araya. Çatık kaşları ve bana salladığı parmağıyla öfkesinin üst düzeylere tırmandığını anlamak mümkündü. "Fatih kurban olayım yapma bak çocuğu rahat bırak." "Sus Yüksel bunu sen şımarttın böyle. Sude ile evlenecek yoksa unutsun her şeyi" Arkamı döndüm. Boşa kürek çekiyordu. Dediği şey rüyasında bile olmazdı. O kızla asla evlenmezdim. "Asıl sen unut o kızla asla evlenmem asla." Yeniden arabama atlayıp yola koyulmuşken babama öfke doluydun çocuk muydun ben 28 yaşında kocaman adamdım zorla evlendirilmek de ne? İyiden iyiye bunamaya başladı bu herif o Sude denilen kızla evlenince yola gireceğimi sanıyordu herhalde. Ben ve evlilik aynı cümlenin içinde bile komediydi. Sert bir kahve içip kafamı boşaltmak adına bir cafeye geçtim. Kendime bir kahve Aldım elimde telefon boş boş dolanıyordum şirkete geçip hiç canımı sıkmaya babamla karşılaşmaya lüzum yoktu. Kahvemi yudumlarken kapıdan içeriye giren tanıdık sima ile bakakaldım. Dünkü kız değil miydi bu? Neydi adı Asu mu? İçeriye girip kafasını kaldırdığı an göz göze geldik nezaketen gülümseyerek karşılık verirken o ise hiç görmemiş gibi kafasını çevirdi ve kasaya geçip kendine kahve alıp karşı masalardan birine oturdu. Beni görmedi mi o? Selam vermedi normalde kızları ben görmezden gelirdim ama belki de görmedi kız tanımadı belki de ayaklanıp onun masasının başına gittim. "Selam" Kafasını kaldırdı bana baktı sonra etrafa baktı. "Selam" İzin istemeden sandalyeyi çekip karşısına oturdum. Bakışları ile siktir git diyormuş gibi sezsem de oralı olmadım. "Görmedin beni galiba" "Gördüm. Gözlerimde bir problem yok" Gülümsedim. Ee neden bir selam bile vermedi gerçekten amma tuhaf bir kız bu da. "Selam vermedin" O gülümsedi bu kez. "Pardon isim neydi?" İsmimi mi hatırlamıyordu yok artık ben onunkinin Asu olduğunu hatırlarken üstelik. Bozuldum ama belli etmemeye çalıştım. "Emir" deyiverdim. "Emir bak insanlar onlara selam vermemden ya da onları gördüğümde tanıdığımı belli etmenden hoşlanmazlar. Escortum ben kaçamak ve günü birlik ilişkileri yaşadıkları kızım. Beni tanıdıklarını belli etmek insanlar için utanç vericidir. Seni gördüm tanımamazlıktan geldim olması gereken buydu birisi şuanda seni bu masada görse ne açıklama yapacaksın?" "Ben kimseye açıklama yapmam. Canım ne isterse onu yaparım...Asu." Kahvesini yudumladı. Kafa salladı. "Pekala. Merhaba o zaman şimdi gidebilirsin" "Kahve içiyoruz işte neden gideyim. Dün içememiştik" Ona doğru yanaştım öpecekmiş gibi o ise kaşlarını çattı. "Şuan çalışmıyorum canım" "Burada ne işin var o halde?" Yüzü daha çok gerildi. "Ne o fahişeler kahve içip sosyalleşemez mi?" "Öyle demek istemedim" "Bence sen artık ikile hadi naş" Bu nasıl bir arsız böyle. Şu konuşma tarzına laflara bak hiç yakışmıyordu. "Naş mı? Ayıp olmuyor mu?" "Olmuyor kahvemi içip kafa dinleyecektim ama sen fazla caz yaptın yakışıklı keyfim kaçtı. Gülümsedim. Bana ikidir yakışıklı dedi beğendi demek ki beni. Eh Emir aksi mümkünmüş gibi. "Beni beğeniyorsun yani? Ayaklandı masanın üzerindeki eşyalarını topladı gidiyor muydu? Şöyle bir göz gezdirdim kot ve tişört giymiş saçlarını toplamış bu haliyle sıradan kızlar gibiydi saf ve masum. Çantasını kapıp kapıdan çıkarken bende peşin sıra çıktım. "Hey ne oluyor neden kızdın? Hakikatten ismin gibi amma hırçınsın. Gerçi gerçek adın değildi bu." Beni duymazdan gelip yürümeye devam ederken kolundan tuttum. "Arabam şu tarafta." "Banane ulan arabandan işine bak sana şuan çalışmıyorum dedim değil mi?" Tam bir adım daha attığımda karşısında beliren adama baktık ikimizde "Serhat..." "Oooo civcivim seni yerde ararken gökte buldum." Orta yaşlı hafif kilolu saçlarının ara ara kısımlarında beyazlar olan bir adam. Civciv dedi az önce Asu'ya müşterisi mi ya da pezevengi. Geriye doğru bir adım atınca adam ona doğru yürüdü ben sadece izliyordum. "Ne zamandır açmıyorsun kız telefonlarımı kaçıyor musun sen benden? Özledim seni." "Yok ben benim işlerim var." Az önceki o hırçın kız yerini korkak ve tedirgin bir kıza bıraktı. Bir tuhaf oldu. "Kızım bende işini yap diye arıyorum seni paranı verip zaman geçireceğiz." "Ben..." "Hazır seni bulmuşken hadi gidelim" Bileğinden tutup kendine çekecekken kendini çekti Asu . Korkmuş muydu bu adamdan? Huzursuz gibiydi. Gitmek istemediği çok belliydi. Az önce bana naş diyen kız nerede? Bu dili kitlenen kız nerede? Resmen bedeni titriyordu korkudan. Ne yapmıştı ki bu adam ona? "Şey olmaz" "Ne demek olmaz ulan Vural'ı mi aramam gerek illa ki?" Kafasını çevirdi bana baktı az önce çemkiren kızın suratında endişe vardı. Sonra adama döndü geri. "Ben gelemem çünkü onunlayım şuan da." Dedi ve yanıma geldi. Koluma sarıldı var gücüyle de sıkıyordu. Endişelenmemesi adına bende koluna dokundum. Adam bana baktı. Sonra "Akşam" "Akşam da şey bugün tüm gün onunlayım." "Ulan tüm gün iş yapmıyordun hani?" Ne laftan anlamaz bir hıyar bu dayanamadım girdim araya. "Birader kız benimle uzatma istersen." Sinirlenmişti Asu'ya baktı. Bana cevap vermedi. Yokmuşum gibi davranarak. "Tamam civcivim görüşürüz en kısa zamanda" dedi Asu’ya doğru geldi o iğrenç ellerini ona uzattı ve yanağından makas alıp. “Özletme kendini. Delirtiyorsun beni sonra.” Suratındaki o huzursuz ifade her şeyi anlatıyordu. Bana baktı neredeyse ağlayacak gibiydi yüzü. "Araban ne taraftaydı?" Kolundan tuttum arabanın yanına gittik hızlıca arabaya geçip emniyet kemerini taktı. Suskundu bir şey söylemedi "Kim o adam?" "Müşteri" "Neden kaçtın?" Kafasını çevirip bana baktı. Az önce korku dolu bakışları yine öfkeye bürünmüştü. Mavi gözlerinden ateş saçılıyordu etrafa. "Seninle hoş beş sohbet edecek değilim ne sorup duruyorsun?" "Seni ben kurtardım farkında mısın? Tüm gün benimlesin bu iyiliği bana borçlusun." Kaşlarını çattı. "Çek ulan sağa vallahi sıkarım ümüğünü" Bu çıtı pıtı kızın içinden çıkan kıro kişilik beni güldürüyordu. "Çekemem yoksa neydi o adam Serhan mı Ona gider derim benim işim yok siz ilgilenin diye" Öfkeyle hırladı. Demezdim ama biraz kızdırmaktan zarar çıkmazdı. "Ulan varya..." "Bana geçelim mi?" Cevap vermedi. Bana doğru sürerken konuşmaya çalışsam da pek yanaşmadı. "O adam kötü birisi mi?" "Puştun teki." Korkmasından anlamıştım zaten ona güvenmek yerine hiç tanımadığı bana güvenmeyi seçti. Ben güven verdim demek ki? Eh güven veren bir tarafım ve temiz bir yüzüm de var. "Belki bende öyleyimdir "Aksini düşünmedim zaten" Bunu beklemiyordum bozuldum ama biraz da güldüm. Açık sözlülüğü tavırları hoşuma gitmişti. "Puşt mu dedin bana az önce seni kurtaran adama." "Tamam teşekkür ederim ne istiyorsun geceyi bedavaya getirmeye mi çalışıyorsun?" Kahkaha attım amacım bu değildi para benim için önemsiz bir araçtı her daim elinin altında olan önem vermediğim bir unsur. Eve geçince koltuğa geçti. "Gündüzleri çalışmıyorum gerçekten şu an seninle sevişmeyeceğim" "Sakin ol öyle bir şey istemedim." Ikili koltuğa geçtim ayaklarımı uzattım. "Eee gündüzleri ne yapıyorsun?" Cevap gelmedi nemrut asla konuşmak sohbet etmek istemiyordu. Bense inatla zorluyordum. "Benim normalde şirkette olmam gerekti ama babamla atıştık." "Sormadım banane" "Ailen var mı senin?" Kafasını kaldırıp öldürücü bakışlar ile bana baktı. Bu biraz korkutucuydu. "Acıktım ben" "Yemek söyleyelim ne yersin? Pizza söyleyelim mi?" Burun kıvırdı "Lahmacun söyleyemez miyiz?" "Lahmacun mu?" "Ne o beğenemedin mi?" "Yok olur mu hiç tamam söylüyorum şimdi" Takıldığım hiçbir hatun daha önce lahmacun yemediği için garip geldi hatta salata ve diyet yemek dışında bir şey yiyenine denk gelmedim. Lahmacun tatlı salata içecek ne varsa söyledim yemeği beklerken hiç konuşkan değildi. Kapı çaldığında ben kartı alıp kapıya gittiğimde siparişleri aldım kartı uzattım şifreyi girince "Hata verdi beyefendi" "Nasıl hata verdi tekrar dene." Yeniden denedi olmadı o olmayınca diğer kartı verdim ona aynı neler oluyor ulan. Baba ah baba ayıp be bu yaştan sonra bana bu yapılır mı? Tam o sıra yanımda beliren Asu elindeki kartı uzattı. "Buradan alın" "Hayır saçmalama nakit var bende" "Ya uzatma oğlum ödüyorum işte." Ödemeyi yapıp içeri geçtik. Poşetlerin başına üşüştü içindekileri çıkarıyordu. "Sen ne demeye ödüyorsun? "Ölecektim açlıktan be senin kartları beklersek üç beş lahmacun ödedik ne uzatıyorsun?" "Benim evimde gelip birine hesap mı ödeyeyim başıma ilk kez geldi böyle bir şey. Bir hata oldu sanırım" "Her şeyin ilki vardır yakışıklı takma kafaya" Poşetten çıkardığı lahmacunu içinde koyduğu maydanozların üzerine limon sıkıp ustalıkla dürüm haline getirip koca bir ısırık aldı ona bakarken iştahım açıldı böylesine yemek yiyen kızı hiç görmedim daha önce. Gülümsedim bende yemeğimi yerken "Eee sohbet etmeyecek misin?" "Ne sohbeti edeyim. Fahişeyim işte ben bir atraksiyonum yok" "Ne zamandır bu durumdasın?" Lahmacunundan küçük bir ısırık aldı onun bitmesini bekledi bir yudum ayran içti "Ben yani bir sene olacak." Öncesinde ne yapıyordu acaba "Nasıl oldu?" "Bu yola nasıl düştüğümü mü merak ettin?" Kıpırdadı Huzursuzlandı yine o bakışları derinleşti. Duygusal bir yönü vardı ama temkinli durmaya çalışıyordu. "Evet ettim" "Parasızlık ve kimsesizlik" Neden ama neden yapabileceği bir sürü iş varken neden bunu seçmişti ki? Her parasız ve kimsesiz fahişe olmuyordu sonuçta. Farklı nasıl bir durum olmuş olabilir. "Başka seçeneğin yok muydu? İsteyerek mi oldu? Daha çok güldü "Ulan delirdin herhalde haa isteyerek oldu tek hayalim orospu olmaktı hiç görmediğim tanımadığım belki beni kesip atacak kadar deli olan adamların altına yatmaktı...Kim ister ulan orospu olmayı" "Haklısın. Kusura bakma" "Kimsesiz büyüdüm ben. Bir babannem vardı beni büyüten oda öldü elimde avucunda hiçbir şey yoktu sonra bir gün paraya ihtiyacım olduğu için bulaşmamam gereken adamlara bulaştım borcu ödeyemedim ellerindeki senet faizi ile katlandı ve dağ kadar borç oldu sonuç olarak şuan ki durumum bu" Öylece bakakaldım. Bu devirde böylesine bir şey. Gencecik bir kızı borcu yüzünden bu yola düşüyor. "Ha diyeceksin ki başka iş yok muydu? İlla neden orospu oldun?" "Yani başka şansın hiç yok muydu?" "Kan emici puşt hepsi başka şans verirler mi borcu taksitli ödemeyi sadece onların istediği işi yapma karşılığında ödediler. Benim 1.500.000 alacak bir tanıdığın olmadığı için mecburen kabul ettim. 1.5000.000 mu bu kız 1.500.000 için mi bu yoldaydı ulan böyle para için fahişelik yapılır mıydı be. Üzüldüm o adamlara da kızdım. Yemeğini bitirince çöplerini toplayıp mutfağa geçti arkasından gittim. Yüzü kadar bahtı güzel olsaydı keşke. "Ne kadar borcun kaldı? "Ne yapacaksın kefil olup kredi mi çekeceksin?" "Merak ettim Asu" "1.000.000 var hala..." Hiç tanımadığım bir escort kıza neden 1.000.000 vermek istiyorum acaba? Saçmalama Emir sıradan bir kadın için bu parayı tabiki veremezsin babanın gözü üzerindeyken olmaz. Daha lahmacun ödeyecek paran bile yok zaten hesabını bile eskort kız ödedi. "Kahve içer misin?" "Ne o evcilik mi oynayacağız madem getirdin beni buraya amacına ulaş" "Sevişmek istemiyorum Asu, sadece sevişmeden duramaz mısın? Paranı yine veririm." Omuz silkti. "Paraya lüzum yok" "Neden o?" "Oğlum beni o Serhat itinden kurtardın benim para vermem gerek sana." Kahkaha attık ikimizde. "Gerçi seni de dün bir bugün iki tanıyorum. Ne tuhafsın sen be." "Neden?" Omuz silkti gülümsedi "Bana dün aç mısın diye sordun ve çok kibar davrandın. Sonra sevişirken benim de zevk almamı düşündün geneli ön sevişme bile yapmadan olaya dalan cinslerdir senin gibisine pek rastlamadım. Kibar olanlar elbet var ama sen daha naziktin işte. İşini bitirdikten sonra beni eve bırakan ikinci adamsın.Ve tabi burada duş aldım bunu da sormuş olman inceydi." Bunun birincisi de vardı yani. Kimdi acaba kibar mıydı oda? Gülümsedim insandı sonuçta oda kibar davranmam gerekti diye düşündüm aksi mi olmalıydı? Yapamazdım benim yapımda yoktu. "İnsan muamelesi görmeyi hak ediyorsun her insan gibi." "Eyvallah" Eyvallah mi başladı yine ufacık tefecik kız Hüseyin Abi gibi davranmaya. İkimize kahve yapıp geldiğimde gülümseyerek teşekkür etti biraz daha sohbet ettik ta ki telefonu çalana kadar yüzü düştü telefonu açtı. "Efendim." Ne oldu acaba merak etmiştim duysaydım keşke. Yüzünden veya konuştuklarından anlamaya çalışıyordum. "Yok abi yalan değil müşterideyim ben." Abi mi? Abi dediği pezevengiydi. Yüzünü endişe kaplamıştı bile az önce gülen kız soldu adeta. "Ya tamam dünkü adam işte çağırdı yine evet normalde gündüzleri yok diyorum zaten yemek falan yedik bugünlük oldu. Tamam yarın Serhat'a giderim." Telefonu kapayınca zoraki gülümsedi. Gözleri dolmuştu yaşlar akmak üzereydi ama o onun aksine gülümseyerek konuşmaya zorladı kendisini. "Eee başına kaldım bugün sabaha kadar burada kalmam da sorun yoktur umarım?" Kalsa mıydı? Neden bu kıza iyilik yapıyordum şimdi? Zararsız bir tipti işte göndersem belli ki başına bela gelecekti. Başımı olumlu anlamda salladım. "Yok tabi. Rahatına bak." Kıkırdadı. “O zaman ben karşılığını vereyim.” Yanıma geldi bana doğru yanaştı ve dudağıma öpücük kondurdu. Öpüşüne karlılık verdiğim anda kucağımda ki yerini aldı ve tekrar öptü. "Asu." Parmak uçları ile yüzüme dokunurken fısıltı ile. "Efendim." Dedi Gülümsedim güzeldi sevişmek gibi düşüncem yoktu ama beni ustalık ile baştan çıkardı. “Karşılık istemedim bunu yapmak zorunda değilsin.” Yeniden gülümseyerek dudağını dudağıma bastırdı. Ona nazik davranmamdan hoşlanmıştı değil mi? Saçlarına dokundum üzerindeki kot ve tişörtten kurtulunca benim üzerimdekileri çıkardı. Boyun girintisine öpücük kondurduğum an gözlerini kapatıp inlemeye başladı. Hiç ara vermeden aynı kızla yeniden birlikte olmak gibi huyum yokken bunu bir eskort ile yapıyor olmam. Ulan ben bu kadar düşmemiştim biriyle sevişmek için para vermeme gerek yoktu Asu gibi on tanesini bir gülümsememle alırdım yatağıma. İt Yavuz'un bokuna içine girdiğim durumun saçmalığına söverken olayın zevkine bakmakla meşguldüm.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Her Triplet Alphas

read
7.5M
bc

The Heartless Alpha

read
1.5M
bc

My Professor Is My Alpha Mate

read
463.2K
bc

The Guardian Wolf and her Alpha Mate

read
497.7K
bc

The Perfect Luna

read
4.0M
bc

The Billionaire CEO's Runaway Wife

read
602.0K
bc

Their Bullied and Broken Mate

read
464.3K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook