bc

KÖR KURŞUN

book_age18+
174
FOLLOW
1.2K
READ
HE
curse
playboy
badboy
powerful
royalty/noble
drama
bxg
like
intro-logo
Blurb

"Seymen! Bunun yalan olduğunu söyle bana? Kocamı, kocam öldürmüş olamaz!" dedim. Hayal kırıklığı ile başımı iki yana sallıyordum. Yaşadığımız konakta ,yatak odamızda yere dizlerimin üstüne hızla düştüm. Dizlerim sert zemine bir anda çakıldı. Canımın canımdan geçtiğini hissettim. Seymen bunu yapmış olamazdı. Böyle bir şey olmamalıydı. Ali'm öldü diye yas tuttuğum o günlerde canımın nasıl yandığını şimdi daha fazlasıyla hissediyordum. İki kez kocam ölüyordu. Kalbime hançeri saplayan adam Seymen'immiş meğer.Seymen sessiz kalmaya devam ediyordu.

Oy yanıyordum, yanmakta ne kelime. Canım, cayır cayır yangın yeriydi. Ellerim dizimin üstünde dövünürken içimde feryat figan çığlıklar kopuyordu. Ruhumu şuracıkta teslim ettiğimi hissederek ağıtlar dilimden acıyla dökülüyordu.

"Ali'm bilemedim. Bilemedim Ali'm." diye ağladıkça ağlıyordum. Gözümden yaş yerine Alim'in kanları akıyordu. Kocamın katiliyle, bunca zaman koynunda karılık etmiştim. Bunu düşündükçe ciğerim sökülecek kadar çok ağlama isteği geliyordu. Karşımda Seymen'i yerde diz çökmüş görünce sinirimden bir anda kendimi ayağa kalkmış buldum. Yanına doğru sendeleyerek adımlamaya başladım. Bütün öfkemi ondan çıkarmak istiyordum.

Tam önünde durdum. Yüzüne bile bakacak takatim kalmamıştı. Ama bunu Ali'm için yapmalıydım. Yere doğru eğildim ,dizlerimin üzerine çöktüm. Gözlerinin içine baktım. Bunca zaman benim gözlerime ,nasıl bakabildiğini merak ettim. Siyah ,zeytin gözlüm diye sevdiğim adama bu kez nefretimle o gözlere bakıyordum. Bakmak çok zordu. Bedenimin her uzvu hıçkırıklara boğuluyordu. Gözlerime bakmamak için elinden geleni yapan Seymen'e sert bir tokat attım.

"Bana bak! Gözlerime bak! Bunca zaman kandırdığın ,yalanlarına inandırdığın bana bak!" dedim. Kızaran yanağını bir yanım okşamak istese de diğer yanım Ali'm diyordu. Alim'in katiliydi. Bedenimi soğuk ürperti kapladığında yanan bedenimde halsizlik, güçsüzlük baş gösterdi. Bana hâlâ bakmaya yüzü olmayan adamın çenesinden iki elimle kavradım. Gözlerini, gözlerime sabitledim. Baktığımda kendi gözlerimdeki cehennemi onda gördüm. Ben cehennemi gerçek hayatta yaşıyordum. Azrail iki kez beni bulmuştu. Ali'm gittiğinde bir şimdi ise ikiden de fazlaydı. Başımın bedenimi taşıyamadığı, güçsüz düşmemek, bayılmak için direndiğim bu anda ,

"Neden bunu yaptın haaa?" dedim. İnsan neden öldürdüğü adamın karısını alır da karısı eder? Aklım, fikrim almıyordu. Gözlerinin içine bakarak beni de öldürsün istedim. Ben zaten yaşayan ölüydüm.

"Susma söyle!" derken çenesini bıraktım. Onun gözlerinde aşk ile yandığım geceler geldiğinde aklıma, Alim'e ihanet etmişim bilmeden...

Bu düşünce beni daha çok tüketiyordu. Bakmaya devam edemedim. Gözlerimi ondan çektim.

"Şey!" dedi sustu. Onun bu sessizliği beni çileden çıkarıyordu. Tüm Urfa ,benim şimdi yandığım gibi yansın istiyordum.

"Ney ya ney!" diye omzuna yumruk yaptığım elimle vurdum. Omzu sarsılmamıştı bile.

"İstemeden," dediğinde yüzüme gıcık ,acı bir gülüş yerleşti.

"Hııih! İstemeden haaa! " dedim. Sonra kendimi tutamayarak,

"Hadi istemeden Alim'i öldürdün. Ya beni, neden haaa? Az mı geldi çektiğim çilem? Daha mı sürünsün dedin?" derken susmayan çığlıklarım ,göz yaşlarımla akan hıçkırıklarıma karışıyordu. Karşımda duran Seymen, sadece başını yana doğru hareket ettirerek,

"Hayır!" dedi. Sonra elimi tutmaya çalıştı. Elimi hızla ondan çektiğimde ,

"Birce'm yapma!" dedi. Gözünden yaş süzüldüğüne ilk kez şahitlik ediyordum. Ona aşk dolu baktığım her saniye için kendime lanet okudum. Yine de onun için üzülen bir yanım beni daha çok yakıyordu. Bedenime ateşten gömlek giyinmişim bilmeden, içime içime ateşini, korunu, közünü katmışım, harmanlamışım. Yanmaya devam eden bedenim sönecek gibi hiç değildi.

Yanıyordum onun beni attığı cehennemde onun yüzünden yanarken,

"Senin bana yaptıkların peki? Beni hiç sevmedin değil mi? Hep dalga geçtin, oynadın," dediğimde içim cız etti. Bunların gerçekliği beni param parça ediyordu. Her zerremle darma duman olduğum şu an, yıkılmamak için direniyordum.

"Birce, ne olur öyle deme!" dedi.

Karadağların tek varisi, ağası olan adam önümde yalvarsa da artık değeri yoktu gözümde. Planını kurmuş, benimle oynamıştı. Ben onun için bir oyuncaktan başka bir şey değildim. Bunları düşündükçe daha çok ağlıyor Seymen'e olan öfkem arşa çıkıyordu.

chap-preview
Free preview
PROLOG
"Seymen! Bunun yalan olduğunu söyle bana? Kocamı, kocam öldürmüş olamaz!" dedim. Hayal kırıklığı ile başımı iki yana salladım. Yaşadığımız konakta ,yatak odamızda yere dizlerimin üstüne hızla düştüm. Dizlerim sert zemine bir anda çakıldı. Canımın, canımdan geçtiğini hissettim. Seymen bunu yapmış olamazdı. Böyle bir şey olmamalıydı. Ali'm öldü diye yas tuttuğum o günlerde ,canımın nasıl yandığını şimdi daha fazla hissediyordum. İki kez kocam ölüyordu. Kalbime hançeri saplayan adam, Seymen'immiş meğer. Seymen sessiz kalmaya devam ediyordu. Suçlu olmasa yakar , ortalığı yıkar geçerdi. Bunu çok iyi biliyordum. Böyle sessiz kaldıkça gerçek oluşuna inancım daha da arttı. Bu gerçeklik, beni yakıyordu. Oy yanıyordum, yanmakta ne kelime. Canım, cayır cayır yangın yeriydi. Ellerim dizimin üstünde dövünürken içimde feryat figan çığlıklar kopuyordu. Ruhumu şuracıkta teslim ettiğimi hissederek ağıtlar dilimden acıyla döküldü. "Ali'm bilemedim. Bilemedim Ali'm." diye ağladıkça ağlıyordum. Gözümden yaş yerine Alim'in kanları akıyordu. Kocamın katiliyle, bunca zaman severek koynunda karılık etmiştim. Bunu düşündükçe ciğerim sökülecek kadar çok ağlama isteği geliyordu. Karşımda Seymen'i yerde diz çökmüş görünce sinirimden bir anda kendimi ayağa kalkmış buldum. Yanına doğru sendeleyerek adımlamaya başladım. Bütün öfkemi ondan çıkarmak istiyordum. Tam önünde durdum. Yüzüne bile bakacak takatim kalmamıştı. Ama bunu Ali için yapmalıydım. Yere doğru eğildim ,dizlerimin üzerine çöktüm. Gözlerinin içine baktım. Bunca zaman benim gözlerime ,nasıl bakabildiğini merak ettim. Siyah ,zeytin gözlüm diye sevdiğim adama bu kez nefretimle ,o gözlere bakıyordum. Bakmak çok zordu. Bedenimin her uzvu ,hıçkırıklara boğuluyordu. Gözlerime bakmamak için elinden geleni yapan Seymen'e ,sert bir tokat attım. "Bana bak! Gözlerime bak! Bunca zaman kandırdığın ,yalanlarına inandırdığın bana bak!" dedim. Kızaran yanağını bir yanım okşamak istese de diğer yanım Ali diyordu. Ali'nin katiliydi. O günlerde çektiğim acıların sebebi. Tüm bu çektiğim acıların sebebi tekrardan beni sevmeye inandıran, düştüğüm yerden güç vererek kaldıran adammış meğer... Bu düşüncelerle bedenimi soğuk ürperti kapladığında yanan bedenimde halsizlik, güçsüzlük baş gösterdi. Bana hâlâ bakmaya yüzü olmayan adamın çenesinden iki elimle kavradım. Gözlerini, gözlerime sabitledim. Baktığımda kendi gözlerimdeki cehennemi onda gördüm. Ben cehennemi gerçek hayatta yaşıyordum. Azrail iki kez beni bulmuştu. Ali'm gittiğinde bir, şimdi ise ikiden de fazlaydı. Başımın bedenimi taşıyamadığı, güçsüz düşmemek, bayılmak için direndiğim bu anda , "Neden bunu yaptın haaa?" dedim. İnsan neden öldürdüğü adamın karısını alır da karısı eder? Aklım, fikrim almıyordu. Gözlerinin içine bakarak beni de öldürsün istedim. Ben zaten yaşayan ölüydüm. Acımın yeni yeni geçtiği, Ali'yi maziye ,tozlu raflara yeni kapatmış, Seymen'e sırılsıklam aşık olmuşken. Tekrar aynı acıya maruz kaldım. "Susma söyle!" derken çenesini bıraktım. Onun gözlerinde aşk ile yandığım geceler geldiğinde aklıma, Ali'ye ihanet etmişim bilmeden... Bu düşünce beni daha çok tüketiyordu. Bakmaya devam edemedim. Gözlerimi ondan çektim. "Şey!" dedi sustu. Onun bu sessizliği beni çileden çıkarıyordu. Tüm Urfa ,benim şimdi yandığım gibi yansın istiyordum. "Ney ya ney!" diye omzuna yumruk yaptığım elimle vurdum. Omzu sarsılmamıştı bile. "İstemeden," dediğinde boğuk çıkan sesi ile yüzüme gıcık ,acı bir gülüş yerleşti. "Hııih! İstemeden haaa! " dedim. Sonra kendimi tutamayarak, "Hadi istemeden Ali'yi öldürdün. Ya beni, neden haaa? Az mı geldi çektiğim çilem? Daha mı sürünsün dedin?" derken susmayan çığlıklarım ,göz yaşlarımla akan hıçkırıklarıma karışıyordu. Karşımda duran Seymen, sadece başını yana doğru hareket ettirerek, "Birce'm hayır!" dedi. Sonra elimi tutmaya çalıştı. Elimi hızla ondan çektiğimde , "Birce'm yapma!" dedi. Gözünden yaş süzüldüğüne ilk kez şahitlik ediyordum. Seymen sert, katı kuralları olan adamdı. Bu göz yaşı bile gerçek olduğunu söylüyordu. Ona aşk dolu baktığım her saniye için kendime lanet okudum. Yine de onun için üzülen bir yanım beni daha çok yakıyordu. Bedenime ateşten gömlek giyinmişim bilmeden, içime içime ateşini, korunu, közünü katmışım, harmanlamışım. Yanmaya devam eden bedenim bu acıyı yaşarken sönecek gibi hiç değildi. Yanıyordum onun beni attığı cehennemde onun yüzünden yanarken, "Senin bana yaptıkların peki? Beni hiç sevmedin değil mi? Hep dalga geçtin, oynadın," dediğimde içim cız etti. Bunların gerçekliği beni param parça ediyordu. Her zerremle darma duman olduğum şu an, yıkılmamak için direniyordum. "Birce, ne olur öyle deme!" dedi. Karadağların tek varisi, ağası olan adam önümde yalvarsa da artık değeri yoktu gözümde. Planını kurmuş, benimle oynamıştı. Ben onun için bir oyuncaktan başka bir şey değildim. Bunları düşündükçe daha çok ağlıyor Seymen'e olan öfkem arşa çıkıyordu.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Her Triplet Alphas

read
7.0M
bc

The Heartless Alpha

read
1.5M
bc

My Professor Is My Alpha Mate

read
467.1K
bc

The Guardian Wolf and her Alpha Mate

read
506.6K
bc

The Perfect Luna

read
4.1M
bc

The Billionaire CEO's Runaway Wife

read
606.1K
bc

Their Bullied and Broken Mate

read
467.6K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook