bc

KIŞ MASALI - CEMRE

book_age16+
1.0K
FOLLOW
11.1K
READ
others
drama
tragedy
comedy
sweet
humorous
serious
spiritual
like
intro-logo
Blurb

Bahara dönen kışla hayatlarına tanık olduğumuz gençlerin yürüdüğü yollara şahit olmaya var mısınız? Onlar bizlerle büyüdü ve artık yetişkin oldular. Kendilerine çizdikleri yollar, hayalleri, kararları, aşkları, kalp kırıklıkları ve daha bir çok güzel an ile karşımızdalar. Kış bitmeye döndü, Cemreler düşüyor. Hadi gelin tomurcuklanan dalların yüzünü güneşe dönüşünüz birlikte izleyelim..

chap-preview
Free preview
BÖLÜM 01
 Aybars Biz konuşmanın ve biraz olsun krizi aşmanın verdiği rahatlıkla eve doğru yürürken, Setenay’la Melek’i gördük. Ellerinde mama ve su kaplarıyla bahçeye geliyorlardı. “Hayırdı güzellerim, nedir bunlar?” diye sordum hemen. “Bahçedeki kedilere mama ve su vereceğiz” diye Setenay yanıtladı beni. “Çok güzel düşünmüşsünüz, aferin size” dedim mutlu olarak. Duyarlı olmaları ve dışarıdaki hayvanları düşünmeleri çok değerliydi. “E iyi güzel de kızlar siz mamayı nerden buldunuz ya?” dedi Jankat da şaşırarak. “Sevgili abicim, bu eve özel servisle sadece sizin istediğiniz şeyle gelmiyor ya. Biz de istedik getirdiler sağ olsunlar. Kedileri görüyoruz birkaç gündür, buraya alıştılar iyice. Hep etraftalar, gitmiyorlar. Biz de besleyelim istedik ve siparişimizi verdik, geldi. Bize de ilgi alaka var yani” derken laf sokmanın keyfini yaşıyordu güzel kardeşim. “Bravo size, çok iyi yapmışsınız” dedim gülerek o haline. “Mama falan tamam ama o hayvanlara sıcak bir yer de yapmak lazım” dedi Melek üzüntüyle. “Havalar iyice soğudu, üşüyecekler şimdi dışarıda kaldıkça ve soğukta nasıl yaparlar, nerede ısınırlar bilmiyorum” “Eve alalım desek, alışmışlar dışarıya durmazlar ama bir şekilde halletmek lazım” diye de Setenay ekledi. Durdum, düşündüm hemen. Çok haklıydılar ve bir şey yapmak lazımdı. Bir süre düşündükten sonra aklıma gelen fikri paylaştım onlarla: “Onlara sıcak bir yer ayarlamak lazım kızlar haklısınız. Benim aklıma ne geldi biliyor musunuz, bizim bodrum var ya orada kalsınlar ne dersiniz?” dedim heyecanla. “Çok iyi fikir abi, biz de düşündük aynı şeyi ama bodrumda her şey birbirinin üstünde. Orası bildiğin ardiye gibi ve düzeni çok çok uygun değil. Yani nerede yatacak bu hayvanlar?” “Ya kızım orası sıcak, alıştıralım onları bodruma da yatacak yer hazırlamak kolay” dedi Jankat hemen. “Alıştırması da kolay ama işte rahat bir yer yapmak lazım” diye direten Setenay’ın ne istediğini anlamıştım ben. Çocuklara dönüp: “Beyler” dedim. “Hadi gelin şu kedilere güzel bir yer yapalım bodrumda. Hem stres atarız hem de sevaba gireriz. Birlikte çalışırsak güzel ve uygun bir ortam ayalarız bence” Teklifimi hepsi kabul etti ve hemen dönüp bodruma indik birlikte. Orada kalorifer kazanı olduğu için sıcaktı içerisi ve kediler için ideal bir yerdi. Ama girip çıkacakları bir yol yapmamız da lazımdı. Çünkü kapısı ölümüne kapalı oluyordu genelde ve içeride kapalı kalmaları olmazdı. Ayrıca kapıyı açmayı unutsak ki bizim evin telaşı bitmediği için bu çok muhtemeldi, o zaman da anlamı kalmazdı. “Şurada küçük bir cam var, orayı açılır kapanır hale getirsek rahatça girerler bence” dedim etrafı inceledikten sonra ve hepsi aynı anda bana baktı. “Mühendis olan sen, Ayaz ve Yiğit. Ayaz bize kalsın, bize destek olsun ihtiyacımız olabilecek şeylerde ama siz ikiniz bu işi halledersiniz bence” dedi Jankat gülerek. “İyi” dedi Yiğit hemen. “O iş bizde ama siz de rahat bir yer yapın, teftiş edeceğim” “Sen camı hallet de gerisini biz hallederiz koç” dedi Jankat gerinerek. “Hadi herkes işine!” diye de ekledi. Teftiş edilmek kelimesinden hoşlanmamıştı pek. Güldüm onun haline. Biz Yiğit’le camın oraya çıktık ve inceledik. Bir süre devam eden tartışmamız sonunda yana doğru dönen bir cam yapmakta karar kıldık. Hemen bodrumdaki işimize yarayabilecek bütün malzemeleri alıp yeniden çıktık ve onarımına başladık. Birkaç denememiz olumsuz oldu. Cam dönmedi, sıkıştı, yan şekilde olmadı. Açılıyor ama kapanmıyordu ve üstten yapmaya karar verdik. En sonunda da istediğimiz gibi oldu. Aşağı inince bir baktık ki, tam boruların altına bir yükselti yapıp bizim eski yataklardan harika bir yer yapmıştı bizimkiler. Hatta boş olan duya da loş bir lamba takmışlardı. O da yetmemiş, Ayaz Setenay’ın odasına bir kablo çekip orada ışık için düğme bile koymuştu. “Vay be!” dedim keyifle. “Çok iyi iş çıkardık ama ya!” Hepsi çok mutluydu, Ayaz da kendine gelmişti biraz daha. Kedileri ben de düşünüyordum, hatta üzülüyordum. Kızların attığı pası, Ayaz’ı biraz toparlamak için iyi değerlendirip gole çevirmiş olduk böylelikle. Hem onun morali bir parça toparlandı, hem de kediciklere güzel bir yer yapıldı. “Artık onları buraya alıştırma kısmı sizde kızlar” dedim ve biz dördümüz çıktı bodrumdan. Biz öyle keyifle içeri girerken annem çıktı karşımıza ve: “Ay bu üstünüzün başınızın hali ne!” diye haykırdı. O söyleyene kadar fark etmemiştik ama batmıştı üstümüz. Ona yaptığımız şeyleri anlatınca çok mutlu oldu, hatta o kadar sevindi ki neredeyse sarılacaktı bize. “Aferin çocuklar, çok güzel düşünmüşsünüz. Ben de görüyordum kedicikleri de ne yapabiliriz diye düşünüyordum” diye herkes gibi onun da farkında olduğunu söylemesi beni de mutlu etti. “Geldi mi annemler Sinemis teyze?” diye sordu Ayaz. “Az önce geldiler oğlum, merak etme iyi annen” diye yanıtladı onu. Sonra da “Sen bunlara canını sıkma olur mu? Bu yaptıkları kötülükleri gördükçe seninle daha çok gurur duyuyorum. O masum kızı böyle pisliklerden korumak için verdiğin mücadele çok değerli. Biz de senin ve Elçin’in her şartta yanındayız, unutma sakın” diye ekledi. Göz ucuyla Ayaz’a baktım, annemden de bizimle aynı şeyleri duymak ona iyi gelmişti. “Çok sağ ol teyze, bunu duyduğuma çok sevindim” “Canım benim” deyip yanağını sevdi annem onun. “Böyle güzel kalpli olduğun için asıl ben çok seviniyorum, güzel oğlum benim” dedi ve üstüne başına aldırmadan sarıldı ona. Duygusal safha bitince: “Siz gidip üstünüzü başınızı temizleyin, Aybars sen de iki dakika benimle gel” dedi ve küçük odaya geçti. Çocuklar yukarı çıkarken ben de onu izledim. “Paketi gönderdim oğlum, akşam eline ulaşır haberin olsun” deyince önce algılayamadım. O kadar çok şey olmuştu ki, Hezaren’e seçtiğimiz kıyafet aklımdan çıkıvermişti. Ama annemi kızdırmayacak kadar sürede hatırladım: “Bu kadar şeyin arasında bunu da hallettin ya, harikasın be anne!” dedim sevinerek. “Sensin harika” dedi gülerek. “Peki nasıl hallettin?” diye sorunca o özgüvenli halini takınıp: “Anayım ben, hallederim” dedi ve bu kez ikimiz de güldük. “Neyse, ben çıkayım da şu üstümü başımı temizleyeyim” deyince: “Evet, leş gibisin” dedi hemen. “Bu arada” dedim. “Ayaz’a söylediklerin ona çok iyi geldi, kendini çok kötü hissediyordu ama senden bunları duymak onu mutlu etti. Teşekkür ederim, gerçekten” dedim. “Teşekkür edilecek hiçbir şey yok. O da benim oğlum, ne kadar üzüldüğünü de gördüm. Söylediğim şeyler ona moral vermek için değildi, ne düşünüyorsam onu paylaştım. Mutlu olsun diye değil, ne hissettiğimi bilsin diye” Verdiği cevap, en az Ayaz’a söyledikleri kadar mutlu etmişti beni. “Bir şey diyemiyorum ama sen beni anladın” dedim gülümseyerek. “Anlamak ne, ciğerini biliyorum senin!” dedi ve o duygusal ortamı dağıttı hemen. “Ama derhal gidip temizlenmezsen kötü şeyler geliyor haberin olsun” diye de ekledi. “Hemen gittim “deyip çıktım odadan. “Ben de Gülçin’e bakayım, zavallı kadın şoka uğradı…” diye söylene söylene o da çıktı odadan ve salona yöneldi. Kötü bir gündü ama biz yine birlikte aşmıştık bu sıkıntıyı. Birbirimize el verip, yine o üzüntülü anları dağıtmayı başarmıştık. Bizimle gurur duyarak odamın yolunu tuttum…

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

HÜKÜM

read
135.3K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
5.9K
bc

Kalbimin Derininde

read
7.6K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
13.1K
bc

Leyl Tutkusu

read
306.4K
bc

Ufaklık | Texting

read
1.7K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
8.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook