bc

Zaman yolcusu 2

book_age18+
95
FOLLOW
1K
READ
HE
detective
superpower
like
intro-logo
Blurb

Zaman Yolcusu kitabının ikinci nesil devamıdır.

chap-preview
Free preview
1
1  " Bunlar ne ?" Yıldız önüne sertçe atılan dosyaya irkilerek baktı. Bu sabah patronun asistanına verdiği dosyaydı. Hızla kafasını kaldırıp ellerini beline koymuş başında kazulet gibi dikilen asistana baktı bu sefer. Yine bir şeyleri yanlış yapmıştı anlaşılan. İnşallah bu sefer kovulmazdı. Yutkunarak konuştu.  " Ne oldu ki Buse hanım ?" Kadın sanki karşısındakinin varlığına katlanamıyormuş gibi gözlerini kapatıp açtı.  " Yıldız Hanım. " Kadın onun ismini vurgulayarak devam etti.  " Ben size ne dedim?" " Ne dediniz ?" " Daha ne dediğimi bilmiyorsunuz ? Bu size son ihtarım. Tek bir yanlışınız daha olursa kovulacaksınız . Şimdi şunu tekrar hazırlayın . Doğru bir şekilde "  Buse hanım son derece sinirli bir şekilde arkasını dönüp giderken Yıldız gözlerini kısarak onu izledi. Sonunda patronun odasına girdiğinde ise elleri sinirden yumruk olmuş bir şekilde sabır diledi. Buse hanım burda sadece asistan değildi. Aynı zamanda patronun sevgilisiydi ve o adamın üzerinde yadsınamaz bir etkisi vardı . Yani evet Yıldızı kovdurabilirdi.  Kızcağız sinirle kendini sakinleştirmeye çalıştı. Üniversiteden yeni mezun olmuş ve adını duyurmuş olan bu şirkette zorla bir iş bulmuştu. Daha işe gireli iki ay olmuştu ve kovulursa çok üzülürdü. Ama bu üzüntü bir işe ihtiyacı olduğu için değildi. Sonuçta o Yıldız Saygın'dı. Eymen ve Zeynep Saygının biricik kızlarıydı. Mezun olduğunda babasının yanında işi hazırdı. Ama o kendi ayaklarının üzerinde durmak istediği için ailesi ile büyük bir kavga etmiş ve bu işe girmişti. Sadece sözünün arkasında durmak ve kendi gücünü göstermek istiyordu. Bütün düşünceleri bir kenara bırakıp masasına atılan dosyayı eline aldı. Hazırlarken Buse hanımın dırdırını çekmemek için gayet titiz davranmıştı ama öyle görünüyor ki kadın yine bir açık bulmuş kendisine patlamıştı. Yıldızın hazırladığı evrakları kendi hazırlamış gibi patron sevgilisine sunduğu yetmiyormuş gibi birde gelip ona bağırıp çağırması kızın iyice sinirlerini zorluyordu.  " Sabır kızım sabır " Kendi kendime söylenerek ve derin nefesler alarak dosyayı açtı ve en baştan hazırlamaya koyuldu. Yaklaşık yarım saat geçmeden de yanına gelen Buse hanıma yeni dosyayı takdim etti. Kadın ona her zamanki göz dağını vererek gittiğinde Yıldız oflayarak telefonu eline aldı. Kuzeni Aysima oma mesaj atmıştı. Evren amcası ve Aymelek yengesinin tek kızlarıydı. Ülker halasının oğlu Erdem ile beraber üçü birlikte büyümüş ama Erdem farklı bir alana yönelince Aysima ile birlikte ikisi aynı yolda ilerlemişti.  Aysima da Yıldız gibi babası ile çetin bir savaş vermiş ve kendi yolunu çizmek için babasının yanındaki hazır işine girmeyerek buraya onunla birlikte başvurmuştu. Farklı bölümlere alınsalarda aynı yerde işe girmekten mutlulardı.  * Acıktım * Mesajda yazanı okuyunca gülümseyen yıldız her zaman aç olan kuzenine tam cevap yazacaktı ki patronun kapısı açıldı. Genç kız ışık hızı ile telefonu bırakıp parmaklarını klavyenin üstüne koyarken bir gözü ile kapıdan çıkanlara baktı. Önde Buse hanım vardı. Tam arkasında da şirketin yüzde 50 hissesine sahip ve kendi patronu olan Uğur Bey. Geri kalan yüzde 50 hisse ise İngiliz yatırımcılarındı. Buse hanım arkasını dönüp sevgilisine gülümseyerek koluna girdiğinde Uğur Beyin sıkıntı ile kadına gülümsemesi Yıldızın dikkatinden kaçmadı. Sanırım adam ofis çalışanlarının önünde fazla samimiyetten hoşlanmıyordu ama yine de kadına kibarca gülümseyip Yıldıza doğru yöneldi. Kendisine bakan ikiliyi gören Yıldız ise bir an panikledi. Çünkü Buse hanım ondan hiç haz etmediğini belli eder bir şekilde bakarken Uğur Bey yüzünde hiç bir belirti olmadan ona yaklaşıyordu.  ' Kesin ' dedi içinden ' Kesin beni şikayet etti . Bu sefer atıldım ' Uğur Bey ve Buse hanım tam önünde durduğunda Yıldız zorla gülümsedi .  " Buyrun Uğur Bey ?" " Bir hafta sonra yıl dönümü partisi verilecek. Gerekli şeyleri sen ayarlayacaksın. Bütün çalışanlar davetli. Davet burada olacak. Aşağıda büyük alan var. Sana göstersinler . Bu gün erken çıkabikirsin. Bende gelmeyeceğim. " Yıldız duydukları ile derin bir oh çekerek başını hızlı hızlı sallarken ikilinin arkasını dönerek uzaklaşmasını izledi. Tam azar işitmediği ve kovulmadığı için sevinevekti ki asansör kapısında bekleyen ikiliden Buse hanımın " Bu işi ona bırakmasamıydık becerebileceğinden emin değilim. Daha yeni sayılır bu işte " dediğini duydu. Şokla gözleri açılan Yıldız hızla cevap verecek olan adama baktı. Kulağını iyice kabartarak ne söylediğini duymaya çalışırken " İnsanlara bir şans vermezsek kendisini geliştirmesini bekleyemezsin Buse " sözlerini duyunca yüreğine kocaman bir su serpildi. Yeminle bu iş yerinde yaşlanacaktı ya da kalp krizinden erkenden ölecekti. Bu Buse manyağının ona neden bu kadar taktığını ise hiç anlamıyordu. İkilinin asansöre bindiğini görünce hemen telefona sarıldı.  * Ben bu karıyı yolarım * Çok geçmeden gelen cevaba baktı.  * Buse mi ? * * Evet * * Bende yardım edebilirim * * Birazdan yanına geliyorum * Telefonu geri yerine bırakıp bilgisayara yöneldi. Şirketin her sene aynı tarihte açılış partisi verdiğini duymuştu. Ve bu seferki bir hafta sonraydı. Üstelik bütün organizasyon ona kalmıştı. Uzun ve derin bir nefesle sırıtmaya başladı. Partileri seviyordu.  &&& Yıldız elinde telefonu sırtında çantası binanın diğer bloğuna doğru yürürken kafasından yaptığı işleri tekrar geçirdi. Uğur Beyin her sene aynı organizasyon şirketi ile çalıştığını öğrenmişti. Önce onlarla irtibata geçti . Yarın bir toplantı yapacaklardı. Sonra da diğer çalışanlardan davetin yapılacağı yeri öğrendi.  " Selam " Aysimanın sesini duyan Yıldız başını sallayarak hemen masanın önünde durdu.  " Öğle saati " " Sonunda. " Aysima çantasını ve ceketini alarak hemen kuzeninin koluna girdi. Konuşa konuşa daha doğrusu dedikodu yapa yapa şirketin yakınlarındaki lokantaya girdiler. Karşılıklı oturarak verdikleri siparişi beklemeye başladılar.  " Ne yaptı yine Buse cadısı ?" Aysima gözlerini kısarak kuzenine bakarken Yıldız kısa bir an onun için üzüldü. Kuzeni onun patronu olan Uğur Beyden çok hoşlanıyordu ama onun Buse hanım gibi bir sevgilisi vardı. Aslında işe girdiği şu iki ay da Uğur Beyi az buçuk tanımıştı ve hiç ters bir hareketini görmemişti. Çalışanlarına iyi davranan adaletli ve dürüst bir adamdı. Ama Buse gibi bir kadına aşık olması sanırım en büyük şanssızlığıydı. Kadın onu parmağında oynatıyordu. " Her zamanki şeyler. " Aysima sadece bir omuz silkerek geçiştirse de onun nasıl yutkunduğunu fark eden Yıldız kendine kızarak başını önüne eğdi. Bundan sonra o Buse cadısı ne yaparsa yapsın Aysimanın önünde konuşmayacaktı.  && * Geldi mi ?* * Hayır * Yıldız üzüntü ile telefonu indirdiğinde derin bir nefes alarak yüzünü sıvazladı. Kuzeni gittikçe Uğur Beye aşık oluyordu ve bu onu üzüyordu, çünkü Aysimanın Buse hanım karşısında hiç şansı yoktu. Aslında Uğur Bey kafasını bir kaldırsa etrafına baksa belkide çevresinde olan biteni görebilecekti. Ama Buse hanım sanki adamın kafasını bir havuza sokmuş kaldırmasına izin vermiyordu. Üstelik bir de davete sadece dört gün kalmıştı. Onun işleri de Yıldızı çok boğuyordu. Bugün bütün davetiyeleri dağıtmıştı. Herkes çok heyecanlıydı. Duyduğuna göre her sene yapılan bu davet çok görkemli geçiyordu. Hoş bunu tahmin etmesi zor değildi çünkü organizasyon şirketi ile yaptığı toplantıda yapılacakları duyduğunda o bile çok etkilenmişti. Özellikle sahneye çıkacak olan grubu duyduğunda.  " Bu gün cevap verecek misin Yıldız ?" Patronun sert sesi ile düşüncelerinden sıyrılan Yıldız şokla Uğur Beye bakakaldı.  " Ee efendim " " Nerelere daldıysan kendini topla. Buse hasta . Davet gününe kadar gelemeyecek. Bütün işler sende. Beni takip et. " " Peki efendim " Uğur Bey odasına doğru giderken Yıldız oflayarak ayağa kalktı. Kuzenin canını yaktığı için bu adamdan da nefret etmek istiyordu ama garibin hiç bir şeyden haberi yoktu . Kendi kendine söylenerek adamı takip ederken bir an başının döndüğünü hissetti. Zemin ayaklarının altında titredi ve Yıldız bütün vücudundan bir elektrik akımının geçtiğini hissetti. Ama bütün bunlar çok hızlı bir şekilde oldu.  " İyi misin ?" Uğur Beyin sesini duyduğumda hemen başını kaldırdı. Yolun ortasında durmuş öylece bekliyordu. Az önce ne olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Her ne olduysa çok kısa sürmüştü ama etkili bir şekile Yıldızı korkutmuştu. " İyiyim Efendim. Sanırım tansiyonum düştü. Bu gün fazla bir şey yemedim. " Uğur Bey kaşlarını çatarak başını iki yana salladığında tekrar önüne döndü.  " Ne yapacağını anlatayım sonra hemen bir şeyler ye. Zaten Buse hasta. Bide seninle uğraşamam. " Uğur Beye hızla başını sallayan Yıldız hemen odasına girdi. Adamın ofisinin ferahlığı insana huzur verir gibiydi. Yıldız bunu gülümseyerek karşılarken Uğur Beyin odanın bir köşesindeki dolabı açtığını ve içinden kucak dolusu dosyalar çıkardığını gördü.  " Ne duruyorsun Yıldız yardım etsene " Yıldız yalı kazığı gibi durmaktan utanarak hemen Uğur Beyin kucağındaki yığına yöneldiğinde adam ona kafası ile dolabı gösterdi. Kızcağız dolaba döndüğünde ise bir o kadar daha dosyanın durduğunu gördü. Yutkunarak tozlanmış dosyaları kucaklarken patronunun odadan çıktığını görünce hemen onu takip etti. Uğur Bey önde Yıldız arkada çıktıkları odanın tam karşısındaki odaya yöneldiklerinde kız şaşkınlıkla adama bakakaldı. O oda mühürlü odaydı. Çalışmaya başladığında hemen dikkatini çekmiş ve diğer çalışanlara o odayı sormuştu. Duydukları karşısında da çok şaşırmıştı. Bu şirketi kuranlar iki kardeşti ve şimdiki patronu Uğur Bey o kardeşlerden birinin oğluydu. Bu önünde durdukları kilitli oda ise diğer kardeşin oğlu yani Uğur beyin kuzeninindi. Ayaz Beyin.  Ayaz Bey hakkında çok şey duymuştu. Mesela kızların söylediğine göre çok yakışıklıydı. Genç ve karizmatik bir adamdı. Herkes onun bir gülüşüne hasta oluyordu. Tabi Yıldız bunlar gerçek mi bilmiyordu çünkü hiç bir yerde Ayaz Beyin fotoğrafı yoktu. Yıldız sadece burada çalışan kızların yalancısıydı.  Uğur Bey kilitli kapıyı açıp girdiğinde Yıldız da hemen arkasından girdi. Tıpkı Uğur Beyin odası gibi geniş ve ferahtı. Tek farklı uzun zamandır kapalı olmasından dolayı çok tozlu olmasıydı. Yıldız şaşkın bir şekilde etrafına bakarken az önce yaşadığı şey tekrar oldu ve zamin ayaklarının altında kaymaya başladı. Midesinim bulandığını hissederek elindeki dosyaları yere düşürdü ve bir yerlere tutunma ihtiyacı hissetti. Gözlerinin önünde ona endişe ile bakan Uğur Beyin görüntüsü bulanıklaşınca başını iki yana sallayarak kendine gelmeye çalıştı. Ama sanki televizyon ekranının karıncalanması gibi gidip gelen görüntüyü bir türlü düzeltemedi.  " Yıldız " Ne kadar süre öyle kaldı bilmiyordu ama kısa durmuş olmalıydı ki hâlâ ayakta ve aynı pozisyonda duran adam korku ile ona bakıyordu.  " Sen iyi değilsin ?" Geldiği hızla geri giden mide bulantısı ve baş dönmesi ile Yıldız olduğu yerde doğruldu.  " Ben -" Yıldız ne söylemesi gerektiğini bilemeyerek karşısına baktı. Kendisine ne olduğunu anlamıyordu.  Uğur Bey ise sıkıntı ile alnını ovaladı . Sonra da elindekileri bırakıp Kızın karşısına geçti.  " Neyin varsa hemen bu gün hallediyorsun. Yarına kadar iyileşmiş olmalısın. Bak fazla vaktimiz yok. Buse iyileşmeden bu dosyaları tek tek incelemelisin. " "/Uğur Bey anlamıyorum. Bu dosyaları neden inceliyorum ?Buse hanım ile ne ilgisi var? Ayrıca neden biz bu odadayız ?  " Yıldız şimdi hastaneye git . Bir an önce iyileş. Yarın sapasağlam bir şekilde buraya gel. Bu odadan ve sana verdiğim görevden kimseye bahsetme. Ayrıntıları yarın konuşuruz " " Uğur Bey ben gerçekten anlamıyorum. Ama tamam. Yarına kadar bekleyeceğim. " " Teşekkür ederim. " Uğur Bey rahatlamış gibi başını sallarken Yıldız şaşkınca arkasını döndü. " Bu arada güvendiğin biri var mı ? Sır tutabilecek biri ?" Kız tekrar arkasını döndüğünde başını aşağı yukarı sallayarak onu onayladı.  " Kuzenim var . Aysima " " Tamam yarın o da gelsin. Az vakit çok işimiz var " " Peki efendim. " Hiç bir şey anlamamış bir şekilde odadan çıkan Yıldız ile birlikte Uğur Beyde hareketlendi. . Kapıyı kilitleyerek anahtarı Yıldızın eline tutuşturdu. " Bunu iyi sakla. Seni buraya girerken kimsenin görmediğinden emin ol " " Tamam efendim " Adamın bu kadar gizemli davranmasına hayret ederek çantasını koluna takan Yıldız kendi kendine konuşarak asansöre bindi. Ne düşüneceğini bilemiyor ve sadece söylenene uyuyordu. Şaşkın şaşkın şirketten çıktığında en yakın hastanenin yolunu tuttu. Bu gün gerçekten çok ilginç geçiyordu.  &&& Acil odasında yatarken ne ara uykuya daldığını hatırlayamadı. Serum taktıkları bir ara canı acımış ve gözlerini kapatarak beklemeye başlamıştı. Sanırım o arada da uykuya dalmıştı. Gözlerini açtığında ise hâlâ yatakta olduğunu fark etti. Serum bitmiş gibiydi. Acile ilk geldiğinde belirtileri anlatmış ve muayene olmuştu. Tahlil için aldıkları kan sonucunu beklerkende bir serum takmışlardı. Etrafına baktığında kendisi gibi bir kaç kişinin daha yataklarda yattığını ve seruma bağlandığını gördü. Hastalık çok zor bir şeydi. Acil odasına gireni ( hemşire yada doktor hangisi olduğunu anlayamıyordu ) görünce boğazını temizleyerek " Bakar mısınız ?" dedi. Onu gören beyazlar içindeki kadın gülümseyerek yanına geldi.  " Serum bitmiş. Acaba sonuçlar da çıkmış mıdır ?" " Serumu çıkaralım. Sonuçlara da bakarız. " Kadın tekrar gülümseyerek serumun iğnesini çektiğinde birden Yıldızın kolundan kan gelmeye başladı. Kadının yüzündeki paniği görünce de onun henüz acemi olduğunu düşündü. Gerçi Yıldızın kolundan akan kan da az denilebilecek kadar değildi. Kadın hemen kolunu bastırsada elindeki eldivenlerin her yeri kan olmuştu. Ama çok kısa sürede de kan durmuştu. Kadın mahcup bir şekilde Yıldıza bakarak iğne yerini temizleyip bant yapıştırdı.  " Elvan çabuk . Kırmızı " Koridordan gelen ses ile kadın birden doğruldu ve koşarak odadan çıktı. Acil bir hasta geldiğini anlayan Yıldız başını tutarak yatmaya devam etti. Ancak aradan geçen Yarım saatin sonunda hâlâ gelmeyen sonuçları yüzünden canı sıkılarak oturur pozisyona geçti. Kendisini unutmuş olabilirler miydi acaba. Yavaşça ayağa kalktı. Artık başı dönmüyordu. Hatta kendini çok iyi hissediyordu ve bir an önce buradan çıkmak istiyordu. Çantasını da yanına alarak bir doktor bulma umudu ile koridora çıktı. Ama herkes bir koşuşturma içindeydi. Koridorun sonunda ise serumunu çıkaran kadını gördü ve o tarafa doğru yöneldi. Kadın başını önüne eğmiş ellerine bakıyordu. Yaklaştıkça başka bir kadının sesini daha duydu. Kelimeler tam anlaşılmasa da sanırım kadıncağız azar yiyordu.  " Nasıl böyle bir hata yaparsın ? Sen artık acemi değilsin. Yaptıklarının sonuçlarını düşüneceksin. " " Özür dilerim hocam " " Benden özür dilemen hiç bir şeyi değiştirmez. Sen nasıl eldivenlerini değiştirmeden başka bir hastaya müdehale edersin. Ellerinde başkasının kanıyla gidip hastanın yarasına dokundun. Ya o kanda mikrop varsa . Ya senin yüzünden diğer hastaya mikrop bulaştıysa. Nasıl böyle bir sorumsuzluk yapabilirsin " " Ben düşünemedim. " "Düşüneceksin. Sen doktor olacaksın. Senin hata yapma şansın yok. " " Özür dilerim " " Özür falan dileme artık. Dua et bu yaptığın duyulmasın. Stajın direk çöpe gider ve atılırsın " Kadın hızla başını sallayıp diğer kadının gidişini izlerken sıkıntı ile ofladı. Konuşulanları duyan yıldız ise kaşları çatık bir şekilde onun serumunu çıkaran ve sayajer doktor olduğunu anladığı kadına çatık kaşlarla bakmaya devam etti. Sanırım bu özel hastane çok da iyi bir yer değildi. Varlığını belli etmek için boğazını temizlediğinde stajyer kadın küçük bir irkilme ile ona döndü.  " Ah Yıldız hanımdı değil mi ? " " Evet " " Sonuçlarınız temiz. Bende tam size geliyordum. Bir kaç gün yediklerinize dikkat edin. Çıkış yaptırabilirsiniz " Yıldız başını sallayıp arkasını dönerken cıkcıklayarak tıbbi sekretere doğru ilerledi. Bir daha kesinlikle bu hastaneye gelmeyecekti. &&& Evet. Bu bölümden anlayacağınız gibi bu mini serinin 3. Kitabı da olacak. :))

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

ÖLÜMLÜK AŞK

read
1.8K
bc

İNTİKAM ATEŞİ

read
6.0K
bc

Modern Zaman Prensesi

read
1.2K
bc

Rosaline-Tanrıçanın Doğuşu

read
1K
bc

Seçilmiş

read
4.1K
bc

YERALTI KRALİÇESİ +18

read
18.6K
bc

Mafyanın Barbi Bebeği

read
118.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook