1 Abi Deme!
Bugün evimizde bayram havası esiyordu. Abim askerden geliyordu. Hazırlıklar yapıldı, evimiz temizlendi. Akşam evimizde kutlama vardı. Kutlama dediysem aile büyükleri bize geleceklerdi. Önce yemek yenilecek, sonrasında dua okunup, sohbet edilecekti. Mehmet abim beni çok severdi, ben de onu... Ahmet abim geçen sene askere gitmişti. İki erkek arasında kendimi erkek Fatma gibi hissediyordum.
Artık her şey hazırdı. Zil çaldığında koşarak gittim. Kapıyı açtığımda Mehmet abim ve yanında birisi daha vardı. Önce bir duraksadım, sonra, " Abim " diye sarıldım. Kolları beni sımsıkı sarmıştı. Kollarının arasında kaybolmuştum. Kokusunu içime çektim, güvende hissetmekti. Sonra sakince ayrıldık. Kapının önünden çekilip yol verdim. İkisi eve doğru yol aldı. Odaya girdiklerinde herkes şaşkındı. Abimin arkadaşıymış...
Hoş geldin faslı bitmişti. Herkes yerlerine oturmuştu. Ben evin tek kızı olduğum için annemle hemen mutfağa geçmiştim . Sofralar kuruyordum. Erkeklere ayrı, kadınlara ayrı, çocuklar derken ev kalabalıktı. Herkes mutluydu. Vatan görevini layığıyla yerine getirmişti. Yemekler yendi, dualar okundu. Abimin arkadaşını tanımak için soru soruyorlardı. Askerlik anıları derken, zaman ilerliyordu. Ben mutfaktan hiç çıkamamıştım. Abimin asker arkadaşı Ömer bir operasyonda abimi kurtarmış, kan kardeş ,can kardeş olmuşlardı.
Sohbet ederken saatin nasıl geçtiği anlaşılmamıştı. Ben de mutfağı temizlemiştim. Sohbetlerine eşlik ediyordum . Misafirler gitmişti.
" Feride," diye seslenen anneme döndüm.
" Efendim anne, "
Ne söyleyecek diye bekliyordum. Yorgun, bitkindim.
" Kızım misafirimize yatak ayarlayalım gel,"
Annem odadan çıkarken bende peşinden gidiyordum. Abimin odasına yer yatağı yapmıştık. Abim divanını Ömer'e verecek kendi de yerde yatacaktı. Bizde misafir baş tacıydı. Hürmet edilir, hizmette kusur olmazdı. Son lokman varsa dahi o ikram edilirdi. Misafir aç gitmez, temiz ve huzurlu olması için imkanlar sağlanırdı.
Herkes odasına geçmişti. Ben de yorgunluktan sızmıştım.
Annem odama gelmiş seslenmişti.
" Feride hadi kalk kahvaltı hazırlayalım. Baban homurdanmasın..."
" Ne çabuk sabah oluyor ya" diye homurdanıyordum. Yattığımla, kalktığım birdi sanki...
Yatakta kendime gelmeye çalışıyordum. Esnedim, gerneştim... Üzerime elbise geçirmiş, saçlarımı tarayıp bağlamıştım.
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayacakken, banyodan Ömer abiyi çıkarken görmüştüm.
Utandım. Başımı öne eğip,
" Kusura bakma abi bilmiyordum, "
Geri çekildim, yol verdim. Gülümsedi. O an yanağındaki çukur dikkatimi çekmişti. 'Gamzesi varmış, ' Sonrasında ben girdim, elimi ,yüzümü yıkadım. Heyecandan rengim ton değiştirmiş al al olmuştu.
Mutfağa geçince annem patatesleri soymuş, doğruyordu.
" Feride sen doğra, kızart. Ben de gözleme açayım hemen! "
" Tamam anne," elinden aldım, doğradım. Hazırlıklar tamam olunca sofrayı kurduk. Babam yer sofrası sevdiği için hep öyle kuruyorduk. Hep beraber oturduk kahvaltıya.
" Baba arkadaşım Ömer'le gezeceğiz biz haberin olsun. " Yemeye devam ediliyordu.
" Tamam oğlum gezin, biz abinle işe gideceğiz zaten..."
Feride, "Anne bende arkadaşım Songül'e gideyim mi? "
" Bugün işimiz yok gidersen git kızım."
Abim bana bakarak,
" Feride biz giderken seni bırakırız. "
" Tamam abi, ben hazırlanayım o zaman. "
Sofradan kalktım. Odama hızla geçtim. Üzerime yakışan siyah, beyaz puantiyeli dizlerde olan elbisemi giyinmiştim. Saçımı da saldım. Siyah gür saçlarım güzel olmuştu. Çantamı alıp çıktım odamdan. Yemekler yenilmişti. Hemen anneme yardım ettim, kaldırdım.
" Abi ben hazırım çıkalım. "
İkisi de bana baktı. Ömer abi başını geri çevirdi.
Abim sinirlenmiş, tavrı sertti.
" Feride bu ne hâl? Arkadaşına sen böyle mi gidiyorsun? "
" Abi ya ne varmış halimde, herkes böyle giyiniyor. Hem Ahmet abim bir şey demiyor ki! "
" Üf tamam Feride ! Ne yaparsan yap! "
O an Ömer abi bana baktı. Baştan aşağı gözleriyle süzdü. Ben de o an ona baktım. Göz göze geldik. Hemen ateşe bakar gibi oldum. Yüzümde ateş hissettim. Kalbimin çarpıntısı arttı. Gözlerimi kapatıp aşağıya baktım.
Arabaya bindik. Arkada oturuyordum.
" Feride Songül'ün evinde ne yapacaksınız? Abisi var mı? Evi nerede? "
" Of abi ya ne kadar çok soru soruyorsun. İki abisi var ama evde olmazlar. Evi iki sokak ötede altı ay oldu taşınalı... Sohbet ederiz. Başka ne yapacağız ki? "
" Tamam o zaman şurası mı? "
" Evet abi, size iyi gezmeler, "
" Feride içeri girene kadar gözleyeceğim. Hadi git! "
Arabadan indim. Songül'ün evinin ziline bastım. Açan olmadı. Bir kez daha bastım. Abimler de arabada bekliyordu. Açan olmayacağını kanaat getirdim. Abimin yanına yöneldim. Arabanın kapısına yaklaşınca,
" Abi Songül'ler yok evde galiba, siz gidin ben eve geri dönüyorum."
Arabanın ters istikametine doğru yöneldim. Eve gidecektim.
" Feride gel ben bırakayım. Aklım kalır yoksa sende, gezdiğimden de anlamam."
Başımı salladım. Arka koltuğa geçtim.
" Ömer, Feride bizimle gelse sıkıntı olur mu?"
" Sıkıntı olmaz Mehmet beraber gezeriz." Hoşuma gitmişti gülümsedim.
" Abi nereye gideceksiniz ki? Siz erkek erkeğe takılın. Olmazsa Hatice'ye götür beni."
" Feride Hatice hâlâ güzel mi? Bekâr mı? "
" Evet abi güzel ve bekâr "
Gülümsedik.
" Abi, daha abim var sırada o zamana kadar Hatice evlenir. İsteyenler oluyor onu ."
" Feride seni de isteyen varmış. Abim anlatmıştı ben askerdeyken. "
Utandım. Yüzüm renkten renge girmişti.
" Abi isteyen var da. Ben istemiyorum. Ben görücü usulü evlenmem. Annemde sevdiğine vereceğim diyor."
Sert sesle,
" Feride seni kimseye vermiyorum. Evde kal!"
Güldüm.
" Abi bütün abiler aynı mı? Hatice'nin abisi de öyle demiş. "
Ömer , " Benim de kardeşim var. Nasip işleri bunlar. Allah taktir edince el bağlanır ,dil susar..."
" Onun için mi kaçıyorsun babandan? "
Ömer'e doğru baktı.
" Mehmet , Ben o kızla evlenmek istemiyorum. O yüzden bugün ev bakalım. "
" Abi siz normal gezmek için değil, ev mi arayacaksınız? Of ya bende de şans olsa şaşardım."
Kollarımı bir birine bağladım. Yüzümü astım.
Bir evin önünde durduk. Arabadan indik. Abim karşı markete bir şey sormak için gitmişti.
Ömer bana doğru bakarak,
" Feride yaşın kaç? "
Baktım. Şaşırmıştım ama sohbet olsun diye konuştum.
" On sekiz Ömer abi, " Yüzüme şaşkın baktı.
" Aramızda iki yaş var, ben daha gencim abi demesen? Komik duruyor. "
Yüz ifadesi biraz komikti. Kızdığı belliydi.
" Ama abi, abimin arkadaşısın."
Biraz daha kızgın , kaşları çatıktı. Bana bakıyordu.
Hafif sert, yüksek ses tonuyla,
" Feride, bana abi deme ! Ben senden hoşlandım. "
Şimdi ben ne yapacaktım? Yer yarılsa yerin dibine girsem. Pancar turşusu gibi olmuştum. Kalbim göğsümü zorluyordu. Hiç bir şey diyememiştim. Gerçi ne diyebilirdim.
Abim geldi.
" Şurada ev, bakalım. "
Biz de o eve yöneldik. Zile bastık. Bir adam kapıyı açtı. Giriş katının kapısını da açtı evi gezdiriyordu. Bize bakarak,
" Evlilik ne zaman? " diye sorunca hepimiz şaşırdık.
Ömer bana manalı bakıyordu.
Abim , " Yok onlar sevgili değil, benim kardeşim o. "
" Bekara ev bulamazsınız, kimse vermez..."
" Anladım abi,"
Çıktık evden. Arabaya geçtik.
" Ömer senin ev işi yatar böyle giderse! Ya da kız bulalım, seni evlendirelim. "
Abim kahkaha atıyordu. Ben sessiz kalmıştım.
" Kardeşini verirsen neden olmasın? " dedi Ömer.
Kulaklarıma inanamıyordum. Bu adam ne ara benimle ilgili bu kadar net konuşabiliyordu. Ya da benden cevap beklemeden abime nasıl söylerdi. Yürek mi yemişti?
Abim anî fren yapınca ben öne doğru savruldum. O esnada kafam önce öne, sonra cama çarpmıştı.
Bir birlerine baktılar. Abim öfkeli ve şaşkındı.
Ömer dimdik eğilmeden, bükülmeden
duruyordu.
" Abi ne yapıyorsun ölüyordum? "
Aslında biraz korkmuştum. Aralarındaki olay büyüsün istemedim. Canım biraz acımıştı ama bu durumu kullanmak zorundaydım.
Arkalarına bakmalarıyla kaşımın üzerinin kanadığını fark ettiler. İkisi de arabadan indi.
Ben de indim.
Abim, " Feride iyi misin? "
Ömer cebinden mendil çıkarmış kaşıma tutuyordu. Endişeliydi.
Ömer, " Acıyor mu? "