Mardin\'in dilinden düşüremediği, genç delikanlıların anlata anlata bitiremediği bir güzelliğe sahip genç bir kız. Herkesin görmek için sokaklarda sabahladığı bu genç kızın nereden geldiği kim olduğu bilinmiyor. Herkes onu melek diye adlandırıyor, bu melek bir gün Mardin topraklarında bir daha hiç görülmüyor ve herkes onun bir efsaneden ibaret olduğunu düşünüyor. Mela dağında alevlenen aşkın meyvesi Mela Kozan. En büyük düşmanı öz abisinin Mardin\'in en büyük aşiretlerinden birisinin kızını kaçırmasıyla kendini büyük bir sınavın içerisinde bulur. Abisinin kaçırdığı kıza karşılık kendisinin hiç tanımadığı bir adamla evlenmesini yani berdel isterler. Mela anne ve babasının intikamını almak için kabul ettiği bu aptal evlilik onu daha da büyük bir çıkmaza sürüklemektedir. Yıllar önce Mardin\'in efsane diye adlandırdığı genç ve güzel kadın Mardin\'e Bora Karahan\'ın karısı olarak geri dönmüştür. Mardin\'in korkulu rüyası, herkesin ondan deli gibi korktuğu ağası Bora Karahan. Babasına verdiği söz yüzünden hiç tanımadığı bir kadınla evlenmeyi kabul etmesi sonucu hayatı tamamen değişir. Ve o gün Mardin topraklarında bir mucize gerçekleşir, imkansızlıklardan alevlenen bir aşk serüvenine hazır olun.
Arya Karaca Normal ve sıradan bir hayat sürerken kendini birden vampirler kurtadamlar elfler ve avcıların olduğu bir dünyanın ortasında bulur. Peki onun bu dünyadaki yeri ne? Onu bu tehlikeli dünyadan kim koruyacak? Arya bütün hayatını bir yalan üstüne kurulduğunu öğrendiğinde ne yapacak? Arya'nın başlattığı savaşta kim galip gelecek? Peki ya aşk tüm engelleri aşacak mı yoksa aşk tüm herkesin canını mı alcak
Arya en çok güvendiği aşık olduğu adamın ona ihanetiyle yıkılır ve her şeyi unutmak sıfırdan başlamak ister. Sevdiği adamı kalbinden de hayatından da çıkarmak ister ve bunu kısmen başarır. Aylarca ne onun adını ağzına alır ne de onu hatırlatacak her şeyden uzak durur, tabi geçmişindeki insanları arkadaşlarını ve sevdiklerini çıkaramaz hayatından. Kalbindeki aşkın üzerine toprak atan Arya oranın tekrardan filizlenmemesi orayı hiç sulamaz, kalbine gömdüğü aşkın yok olmasını ister. Yeni hayatında da yeni insanlarla tanışır, yeni arkadaşlıklar edinir, hatta belki de yeni bir aşk bile edinebilir. Yeni hayatında yaşadığı çoğu şey geçmişi hatırlatır ona, sanki her şey başa sarıyormuş gibi hisseder. Her şeyin tekrar etmesinden korkan Arya herkesten her şeyden kaçmaya karar verir ama yolun sonunda onu bekleyen kocaman bir sürpriz vardır, karşısına iki yol çıkar ve birisini seçmek zorunda kalır. Sizce bu seçenek onu nasıl bir felakete sürükleyecek gelin birlikte şahit olalım.
Kendilerini unutan iki gencin hikayesi , nefretle başlayan tutkuya dönüşen zorluklarla mücadele eden yiğit ve gecenin hikayesi her son yeni bir başlangıç dir onlarda buna şahit olacağız. yiğit in alev saçan gözlerine bakıp sertçe yutkundum. şimdi bitim kızım gece dedim kendi kendime. son duanı et.nerden bile bile bilirdim ki her şey yeni başlıyor
Gömleğin düğmelerini yanlış iliklemek gibidir, bazı insanlara güvenmek. En başından beri yanlış yaptığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun. Belki fotoğraf karesindeki güzellik etkilemişti kalbimi. Yeniden Bahar mevsimine döndüm. Mutlu olmak istedim bak şimdi ne oldu? Yarım kaldım, yarıda kaldık. Son Bir sigara yaktım içimdeki sensiz Kalan hayallere gelsin... Zafer 'in hüzünlü kalbinden.....
Savaş. Bu muhtemelen şu anda gördüklerinin gerçek tanımıydı. Çarpışan kılıçları sesi,çığlık atan insanlar ve her yere kan damlıyordu.Önünde zırhı ve kılıcı ile duran bir adam onu işaret etti. Dudakları kıpırdadı ama garip bir şekilde ne dediğini duyamadı. Adamı gozlemledi ve farkına bile varmadan kalbine sapladı. Gözleri açıldı ve nefes nefese kaldı.
Yiğit' in timi ile Hakkari' nin o ölüm kokan dağlarına ayak basışıyla başlamıştı her şey..."Ölürsek şehit, yaşarsak gazi!" diyerek yola çıkan bir tim...Hilale renk, bayrağa kan, toprağa can verenlerdi onlar! Onlar, bayrak yere düşmesin diye toprağa düşenlerdi.Ama en çokta sevdiklerini yarım bırakanlardı onlar.Ve o geride kalan yârlardan biri ile Yiğit' in hikayesi idi bu satırlar....Bu satırlar; Sevdiğinin esir düştüğü haberini aldığında soluğu Hakkari-Yüksekova' da alıp sevdiğine kavuşmak için gün sayarken şifalı elleri ile yaralı askerlere nefes olan bir hemşirenin hikayesi idi... Ama en çok ta o yaralı askerlerin yürek sızlatan hikayeleriydi bu satırlarda can veren her bir sözcük!Yarım kalmış hayatlar, sözler, hikayeler... Onlarca acı ve onlarca göz yaşı! " Bir hikaye değil, bir destandı bu satırlarda can veren her bir sözcük..! "Aşkın, umudun ve mücadelenin hikayesi; ASEF-İ HASRET sizlerle...
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.